16 Nisan 1956 tarihinde Urfa’nın kenar mahallelerinin birinde doğdu. Çocukluk yılları hep fakirlik, yokluk içinde geçti. En büyük hayali olan futbolculuk için İstanbul’un yolunu tuttu. Bir taraftan lokantada çalıştı bir taraftan okudu, bir taraftan da futbolculuk ideali için idmanlarını aksatmadı. İstanbulspor’da başlayan futbol serüveni Çapa, Amatör Milli Takım, A Milli Takım, Fenerbahçe, Tekirdağspor, Samsunspor, Sarıyer, Vefa ve Taksim takımlarında devam etti. Futbola Kınalıadaspor’da nokta koyup teknik adamlığına soyundu.
Kapalıçarşı ve Yayla İdman Yurdu’nu çalıştırdı. Takım çalıştırmadığı dönemlerde gazetecilik yaptı. Günaydın, Sabah, Fotomaç ve Takvim gibi gazetelerde çalıştı. Başta TRT olmak üzere çeşitli kanallarda yorumculuk yaptı. Hâlâ gazeteciliğe ve yorumculuğa devam eden Hayri Ülgen, Begüm ve Betül adında iki kız evlat babası, Sarper adında da bir torun dedesi.
Hayri Ülgen anılarını topladığı bir de kitap yayınladı. “Baba Hayri” adlı kitabından İstanbulspor seçmelerine ait anısını yayınlıyoruz. Diğer anılarını kitabında bulabilirsiniz.
1970’li yıllar… Urfa’dan İstanbul’a futbolcu olma hayaliyle gelmiştim. Gece gündüz aklımda futbolcu olmak vardı… Tabii bu arada hayatımı idame ettirmek için çalışmam şarttı. Hacıbozanoğulları’nda bir yandan çalışıyor, bir yandan da kulüplerin seçmelerini takip ediyordum. O dönem İstanbulspor’un kalecisi olan Mete Bozkurt’tan İstanbulspor seçmelerinin yapılacağını öğrendim. O dönemin en iyi takımı olan İstanbulspor, kadrosunda Ercan Aktuna, Cemil Turan, Ahmet Şahin, Alpaslan Eratlı gibi yıldızları barındırıyordu.
Seçmeler sabah yapılacağı için o gün işyerinden izin alıp Eyüp Stadı’na doğru yola çıktım. Stadın yerini bilmediğim için Eyüp civarına varınca orada biri sine sorma ihtiyacı hissettim. Yoldan bir baba oğul geçiyordu… “Pardon, İstanbulspor seçmeleri için Eyüp Stadı’na gitmek istiyorum. Nasıl gidebilirim?” dedim.
Adam bir an benimle yakından ilgilenmişti. Bu sebepsiz ilgiye bir anlam verememiştim. Yolda yürürken bana hangi mevkide oynadığımı sordu. Libero cevabını alınca suratında bir ekşime oldu. Ama üzerinde çok durmadı. Çok geçmeden bana karnımın aç olup olmadığını sordu. Ben telaştan sabah hiçbir şey yememiştim. Heyecanlı olduğum için aslında aç olduğumu da hissetmemiştim. Adamın sormasıyla karnımın guruldadığını fark ettim. Adam, “Şurada bir çorbacı var. Hep beraber gidelim, birer çorba içelim,” deyince teklife hayır diyemedim. :
İlk çorbayı içtikten sonra bana, “Sen herhalde doymadın. Bir tane daha iç,” dedi. Dışarı çıktığımda kafam dank etmişti. Ben iki taş çorba içip yanında bolca ekmek yedikten sonra bir sürahi de su içmiştim. Kendi oğlu ise ağzına bir lokma bile koymamıştı. Adam beni tuzağa düşürmüştü. Kendi de aynı mevkide oynayan oğlunun bir rakibini aklınca diskalifiye etmişti. Ben kendi kendime kızıyor, nasıl böyle bir hata yaptım diye içim içimi yiyordu.
Neyse, Eyüp Stadı’na geldiğimizde seçmelerin 3 saat ertelendiği haberini alır almaz sevinçten havalara uçtum. Çünkü o göbekle koşsam mümkün değil kazanamazdım… 3 saat sonra seçmeleri, hocamız Güngör Tetik gerçekleştirdi. Toplam 50 kişiydik. 4 takım yaptılar. Çift kale maç yaptık. Seçilen 22 kişi içinde benim de adım vardı. Bana bu tuzağı kuran adamın oğlu ise seçmeleri kaybetmişti. İstanbul’da ilk dersimi almıştım. Tanımadığım insanlara hiçbir zaman güvenmemeyi o gün hayat bana öğretmişti.
Seçmelerden sonra ise cebimde para olmadığı için Eyüp’ten Çapa’ya kadar yürümüştüm. Güzel haberi ağabeylerime verdiğimde onlar da en az benim kadar sevinmişlerdi. Patronum Mehmet Emin Bozanoğlu da çok mutlu olmuştu.
Hayri Ülgen’e sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileriz.
Hayri Ülgen’in TRT Spor’da yorumlarını her hafta kaçırmadan takip ederim.Hep konuşmalarında geçmişte İstanbulspor forması giydiğini belirterek yorumlarında takımımızdan överek bahseder.Futbolculuk yıllarına yetişemesemde umarım yorumcu olarak daha uzun yıllar kendisini ekranlarda görürüz..