Stat: BJK İnönü
Hakem: Muhittin Boşat, Süleyman Abay, Evren Dölek
Beşiktaş: Peter Kjaer, Ronaldo Guiaro, Ümit Bozkurt, İbrahim Üzülmez, Tayfur Havutçu, Sixten Veit, Zoubaier Baya, Tümer Metin (Dk. 46 Necat Aygün), Nihat Kahveci, Sertan Eser (Dk. 46 Arild Stavrum), İlhan Mansız
İstanbulspor: Zdravko Zdravkov, Ivailo Petkov, Bekir Gür, Niyazi Hüseyinoğlu, Saffet Akbaş, Mehmet Yozgatlı (Dk. 76 İlker Yağcıoğlu), Alioum Saidou, Selçuk Şahin, Murat Erdoğan, Zeki Önatlı (Dk. 68 Güven Kocabal), Alban Bushi (Dk. 86 Mithat Yavaş)
Gol: Dk. 41 Alban Bushi (İstanbulspor)
Sarı Kartlar: Dk. 7 Alioum Saidou, Dk. 35 Selçuk Şahin (İstanbulspor)
Beşiktaş kelimenin tam anlamı ile İstanbulspor’un arayıp da bulamadığı bir taktikle başladı maça. Kanatlardan doldur – boşalt, İihan Mansız ve Sertan’ı topla buluştur…
Halbuki Aykut Kocaman bunun böyle olacağını iki gün önce gazetelere verdiği demeçte söylemişti. Bekir – Saffet ikilisi defansın göbeğinde öyle bir duvar örmüşler ki, bırakın pozisyon bulmayı, Beşiktaş forvetleri topa bile vuramadı. Vuranlar vardı. Ama nereye? Ya kalecinin kucağına ya da dışarıya…
Seyirciyle birlikte coşan Beşiktaş ısrarla gol arıyordu… Önce Nihat ile yoklamaya çalıştı kaleyi, sonrasında İhan Mansız devreye girdi. Olmadı, Veit gole soyundu.. Alman futbolcu ilk yarıda çaprazdan öyle bir şut attı ki hani kalecinin parmağını kıracak cinstendi. Yanlızca bir eksiği vardı; kaleyi tutmadı.
İstanbulspor kolektif futbolun tüm unsurlarını maçın her dakikasında yerine getirdi. Baskıya rağmen disiplinini kaybetmedi ve topa ayağa oynayarak kontrolü de ele geçirdi. Devrenin son dakikalarında Bushi’nin füzesiyle hem aradığı golü buldu, hem de güveni…
İkinci yarı da farklı değildi. Değişen tek şey; Daum’un uzun boylu diye oyuna soktuğu Necat ve büyük gol umudu Stavrum’du. Norveçli futbolcu bir kez kaleci ile karşı karşıya kaldı, topu rakibine nişanladı. Dakikalar geçtikçe Beşiktaş’ın da umutları tükeniyordu. Oyunu rakip sahaya yıkmasını beklerken, orta sahada çok top kaybetmesiyle birlikte Murat’ın sol kanat bindirmeleriyle kalesinde bunalıma girdi. İstanbulspor’un iki topu direkten döndü, Kjaer’i de “Allah korudu”
Beşiktaş saman alevi gibiydi… İkinci yarıda Nihat’ın direkten dönen şutuyla biraz umutlanır gibi oldu. Hepsi o kadar. Beklenen gol geciktikçe ne seyircide sabır kaldı, ne de yönetimde, Nitekim maçın bitimine iki dakika kala tribünler ikiye bölündü. Yönetim üzüntülü bir şekilde kabuğuna çekildi. Kapalı tribünde “yuh”lar, “ah”lar ve “kavga”lar… Açık tribünde yönetim karşıtı bir gösteri, Numaralı da durum onlardan farklı değildi. Bir grup yönetimi kolluyor, diğerleri ise “istifa”ya çağırıyordu.
Beşiktaş taraftarı kendini bilmeli. Örnek taraftar olduğunu göstermeli. İyi değil kötü gün dostu olmalı.
İnönü stadında inanılmaz bir güzellik vardı. Hava mükemmel boğaz manzarası mükemmel dolunay mükemmeldi tabiki İstanbulspor da…!