Stat: Mithatpaşa
Hakem: Feyyaz Turgul, İhsan Geygel, Cemil Yıldız
Beşiktaş: Necmi, Münir, Sabri, Sabahattin, Tuncay, Kaya, Nazmi, Şenol, Ahmet, Arif, Birol
İstanbulspor: Sabih Sünter, Kenan Buharalı, Güngör Tetik, Güngör Okay, Erdoğan Tokol, Yüksel Gözüpek, İhsan Baydar, Erhan Özbalkan, Ali Beratlıgil, Aydemir Nemli, İbrahim Toker
Goller: Dk. 65 Sabahattin (Beşiktaş), Dk. 16 Ali Beratlıgil (İstanbulspor)
Seyirci ve Hasılat: 19 501 kişi, 80 579 lira
Milli Lig maçlarının başladığı günden bu yana, doğrusunu söylemek icap ederse bu kadar mücadeleli, kaliteli, zevkli ve heyecanlı bir karşılaşma seyredilmemişti.
Beşiktaş ve İstanbulspor takımları maçın havasına kendilerini öylesine kaptırmışlar ve neticeye öylesine arzu ile asılmışlardı ki… Bir yabancı dün Mithatpaşada bir kupa finali oynandığını zannedebilirdi. İlk defa olarak seyirciler güzel bir maç görmüş olmaktan dolayı Stadı memnun terk ettiler. İşin hakikati aranacak olursa gerek Beşiktaş ve gerekse İstanbulspor takımları neticenin beraberlik oluşuna fazla üzülmediler. Zira siyah – beyazlılar bilhassa ikinci devrenin ilk 15 dakikasında fırtına gibi bir oyun çıkarmış olmalarına rağmen mağlup olabilirlerdi. Keza sarı -siyahlılar da başarılı ve kademeli bir müdafaa kurmalarına rağmen, bırakın kaçan diğer fırsatları, hiç olmazsa Nazmi penaltıyı direğe nişanlamasaydı sahadan yenik ayrılabilirlerdi. Beşiktaş’ın maça asılışı yeni transfer edilen genç elemanlara iyi bir ruh verilmiş olmasının tabii bir neticesi idi. Genç futbolcuların zamanla kolektif oyuna daha fazla intibak edecekleri ve daha iyi neticeler alacakları tahmin edilir. Yalnız takımı sürükleyici, götürücü nâzım bir elemanın yokluğu kolayca hissediliyordu. Meselâ bir Recep siyah – beyazlı takımda yer almış olsaydı mağlubiyetin takımda yarattığı panik ve bozulma tahmin edilir ki bu derece büyük ve tesirli olmayacaktı. Beşiktaş’ın bir puan kaybettiği dünkü müsabakada müdafaası Sabahattin hariç göz doldurucu, forveti ise müsbet not almaktan uzaktı. Sabahattin havadan, gelen her topu hemen hemen İbrahim’e teslim etmişti, Keza top kesişlerinde müteredditti ve verdiği paslar yerini bulmuyordu. Hücum hattında ise Arif, Nazmi ve Birol hatta vazife yaptığını düşünerek iki yıldız alan K.Ahmet maksada müştereken hizmet edecek şekilde oynamadılar. Bir dağınıklık içindeydiler ve her biri kendi başına, hareket ediyordu. İkinci devrenin başı İle 15. dakika arasında bir makine intizamı içinde oynadıkları ve rakiplerini sahada tel tel çözüp dağıttıkları müddeti bu tenkitlerimizin dışında tutmak icap etmektedir.
İSTANBULSPOR’A GELİNCE
Sarı – siyahlı takım da müdafaaya ehemmiyet veren bir taktikle sahaya çıkmıştı. Gerçekten müdafaa bu rollünde müsabakanın sonuna kadar da muvaffak oldu Hatta golün de volan santrhaf olarak oynayan B. Ali tarafından atılmış olması elde edilen neticede müdafaanın ne kadar büyük hissesinin olduğunu anlatmaya kâfi gelecektir.
Fakat hücum hattı kendisine düsen vazifenin ancak yüzde onunu yapabildi. Bu sebeple geriye yardım eden sağ iç Erdoğan hariç, forvette yer alan diğer dört futbolcu ancak bir yıldız alabilmişlerdir.. Eğer İstanbulsporlular hızlı başladıkları oyunun hemen başlarında B, Ali’nin çok güzel bir kafa şutu ile elde ettikleri galibiyet golünden sonra üst üste yakaladıkları Erhan, İhsanın heba ettiği fırsatlardan bir veya ikisinden faydalanabilmiş olsalardı, muhakkak kl sahadan galip ayrılırlardı.. Zira ilk devrenin mühim bir kısmında hâkim oynamışlardır.
İkinci devrede ise bu hakimiyetlerini devam ettiremediler ve tam 65.dakikada üst üste üç gollük şutu çelen Sabihin kornerden gelen topu sert bir şarja maruz kalarak uzaklaştıramaması yüzünden Sabahattin’in ayağından beraberlik golünü yediler. İşte bundan sonra maçın akışı tamamen aleyhlerine döndü. 70. Dakikada Şenol’a yapılan kasti bir hareket neticesinde bir de penaltı kazandı Beşiktaşlılar.. Fakat Nazmi topu direğe nişanlayacak ve bu büyük fırsatı kaçırdıktan sonra yere oturarak ağlayacaktı. Müsabakanın mütebaki kısmında sarı siyahlılar tamamen müdafaaya çekilerek oynadılar. Çok muvaffak bir gününde olan B. Alinin sakatlanarak oyundan çıkmasından sonra İhsan’ı da geriye alan İstanbulsporlular beraberliği muhafaza edebilmek ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve bunda da muvaffak oldular. Hasılı maç zevkli, kaliteli heyecanlı idi. Fakat hakem için aynı sözleri söylemek imkansızdı.