Beşiktaş 3-0 İstanbulspor (23.11.1996)

Stat: İstanbul İnönü

Hakem: Sabri Çelik, Hüseyin Darıcı, Binali Kartal

Beşiktaş: Marijan Mrmic, Rahim Zafer, Recep Çetin, Erkan Avseren, Alpay Özalan, Zlatko Yankov, Sergen Yalçın (Dk. 84 Mutlu Topçu), Mehmet Özdilek, Oktay Derelioğlu (Dk. 67 Mustafa Özkan), Serdar Topraktepe, Daniel Amokachi (Dk. 78 Orhan Kaynak)

İstanbulspor: Fahrudin Omerovic, Marian Zeman (Dk. 60 Engin Özdemir), Gökhan Keskin, İlkan Aksoy (Dk. 65 İsa Turan), Kâmil Ustaömer, Hamza Hamzaoğlu (Dk. 60 Mithat Yavaş), Fuat Buruk, Nesim Özgür, Oğuz Çetin, Gerson, Saffet Akyüz

Goller: Dk. 31 Erkan Avseren, Dk. 56 Sergen Yalçın, Dk. 57 Mehmet Özdilek (Beşiktaş)

Sarı Kartlar: Dk. 89 Orhan Kaynak (Beşiktaş), Dk. 22 Marian Zeman, Dk. 73 Engin Özdemir (İstanbulspor)

Seyirci ve Hasılat: 14774 kişi, 5.822.640.000 lira

İSPANYA ‘daki “başıbozuk” tur futbolundan sonra lige Şifo Mehmet, Sergen ve Yankov gibi starlarıyla soyunan Kartal, rakibi İstanbulspor’dan üç puanı bileğinin hakkı ile almasını kolayca beceriyordu…

Kim ne derse desin… Beşiktaş orta sahasında Mehmet ve Sergen beraberce forma paylaştıkları zaman 0yundaki futbol kompozisyonları bambaşka renklere bürünüyor. Amokachi bu ikiliyle birlikte doğan pozisyon düşüncelerine ayak uydurduğu zamanlar ise Beşiktaş’ın ayaklanıp rakip ceza sahası içinde korkulu anlar yarattığı en acımasız dönemler doğuyor.

Oktay’ın yorgunluğu bileklerinden dökülüyordu adeta İnönü çimenine… Birçok Beşiktaş atağına girip çıkan Oktay, pozisyonların hakkını vermek için olağanüstü bir gayretle çırpınıp duruyor, ancak Valencia’da eritip tükettiği enerji birikimlerinin yarattığı halsizliği de her halinden belli oluyordu.

Savunmadaki Recep’li, Rahim’li, Alpay ve Serdar blokta da ne galibiyete rağmen İspanya yorgunluğunun izleri açıkça ortadaydı. Tek santrfor kıyafetiyle Beşiktaş defansının arasında şans arayan Saffet’in ilk yarıda iki topunun direkte erimesini yorgunluğun dışında başka neyle yorumlayabiliriz ki… İlk yarının bu kritik zamanlarında İstanbulspor, Saffet’in yanına bir yardımcı isim daha çıkarıp hücumu ikili, üçlü kramponlarla çoğaltabilseydi,
gole ulaşması işten bile değildi.

İstanbulspor “toplu defans – toplu hücum” anlayışındaki oyun düzenini lige monte etmek provaları içinde. Fenerbahçe’den bu taktikle aldıkları puanın etkisiyle olsa gerek, dünde kalabalık bir orta saha düzeni ve savunma bloğuyla göğüslemeye uğraştılar Beşiktaş hücumlarını… Zaman zaman oyuna dalıp defans hattını öne kaydırdıkları anlarda ise bir çok gol korkusu, ile sonra da filelere inen gol sayılarıyla yüz yüze geldiler. Teknik adamlık unvanlarına çok saygı duyduğumuz Susiç’in kendi oyun alanında kurduğu ve oturtmaya çalıştığı şemaya katılıyoruz. Yani İstanbulspor önce kendi kalesini korumasını öğrenecek, sonra galibiyet için rakip alana taşınmasını… İyi ama böyle bir katı defans anlayışı ve bir tek Saffet’e dayalı gol kovalama kavramı ile galibiyet veya galibiyetler yakalanamaz ki… Yani, hücumda adeta hiç çoğalamayan bu sistemde galibiyetle buluşmak öylesine zor ki.
Evet, yorgun da olsa argın da olsa, Kartalın kanatları bir başka ahenkle inip kalkıyor İnönü semalarında… Düne eksiksiz bir ekiple çıkabilen, Şifo Mehmet’i Sergen’i ve Yankov’u yine klasik onbirin futbol armonisine monte eden Rasim hoca, hem sonuca hem Valencia rövanşı öncesi ekibinin tur itibarına sahip çıkmasını öylesine bildi ki…