1960’lı yılların ortalarına doğru bizim kuşak çocukluğunu yaşarken, Kostas Kasapoğlu futbol yaşamının zirvesine çıkmış, “İstanbulsporlu Kasapoğlu” olarak adeta bir efsane haline gelmişti. Biz onu ne “Yorgo” ne de “Kostas” olarak bildik. O bizim “Kasapoğlu”muzdu. Henüz stadyumda maçları izlemeye gidecek kadar büyümediğimiz o günlerde, İstanbulspor’un karşılaşmalarını küçük el radyolarını kulaklarımıza yapıştırarak dinlerken, topun hep ona gelmesini isterdik. Bilirdik ki Kasapoğlu adı söylendiğinde ya bir gol pası verecek ya da penaltı olduğu zaman topun başına geçecek.
Penaltı konusundaki rekoru inanılmaz…
Bizim öz canımız Kasapoğlu’nun penaltı kralı oluğunu bilirdik. İstanbulspor’un oynadığı maçlarda sarı-siyahlı takımın lehine penaltıya karar verilmişse penaltı noktasına o gider, hiç kimse penaltı atmak gibi bir tutum içerisine girmez en fazla topu getirip beyaz noktaya koyarak büyük ustaya saygı gösterilirdi. Ne var ki futbol yaşamı boyunca 501 penaltı kullandığını ve bunlardan sadece birini gole çeviremediğini ben de yeni öğrendim. Hiç tartışmasız bu bir dünya rekorudur. Adalar Amatör takımında başladığı futbol oyunculuğunu 25 yıla yakın bir süre devam ettirip bunun 21 yılında sarı-siyah İstanbulspor formasını giyen büyük ustanın kırdığı bu rekorun, futbol dünyasında daha çok insana ulaşması için yasal olarak da kayıtlara geçmesi gerekir.
İstanbul’un 4. Büyüğü olmuşlardı…
Büyük ustamız Kasapoğlu 1973 yılında İstanbulspor formasına veda ederken ben de aynı yıl sarı-siyahlı takımın yeni kuşak oyuncularından biri oldum. Ondan formayı devralmadım ama onun giydiği sarı-siyahlı formaya sevdalı bir genç olarak o renklere gönül vermemizde Kasapoğlu en önemli rol modelimizdi. Bizim kuşağa İstanbulspor’u ve dolayısıyla sarı-siyah renkleri Kasapoğlu sevdirmiş, bir efsane haline gelen kaleci Arap Yılmazlı, Bilge Tarhanlı, Türkerli, Yalçınlı, Zorbaylı, Bülent Budalı kadro 60’lı yıllara damgasını vurarak, İstanbul’un dördüncü büyüğü olmuştu. Bu büyük oyuncuların sayesinde İstanbulspor genç takımı bir ekol haline gelmiş, futbola gönül veren gençler hangi takımı tutarlarsa tutsunlar, ilk durakları sarı-siyahlı forma olmuştu.
3 büyükleri besleyen bir kaynaktı…
O yıllarda ilk oyuncuları bizler olan Çeliktepe Tunaspor’da İstanbulspor sevgisiyle renklerini sarı-siyah olarak belirlemişti. İstanbulspor öylesine görkemli bir takımdı ki 1970 yılların başında Fenerbahçe’nin ilk 11’inde; 6 İstanbulsporlu futbolcu oynamaktaydı. Bu oyuncular şunlardı: Nedim Doğan, Ender Konca, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Cemil Turan ve Alpaslan Eratlı. Ayrıca yine o kuşaktan Mete Bozkurt, Bahattin Baydar ve Ahmet Şahin Beşiktaş’ta, Gökmen ve Yasin Özdenak ise İstanbulspor kökenli olarak Galatasaray’da oynuyorlardı. O yıllarda Tunaspor forması giyen Ben, Selami Akdağ, Hayrettin Kurum, Tuncay Hatipoğulları ve Adnan Hayri İstanbulspor formasını giyme onurunu yaşadık.
Değerlerimizi korumak lazım…
Kasapoğulları, Lefterler, Garbisler, Garolar, Yorgolar, Nikolar ve daha niceleri ya güzel ülkemizden ya da aramızdan birer birer ayrılıyorlar. Ama bilinmelidir ki güzel oyunun kalpleri birleştirdiği noktada, onlar gönlümüzün en özel yerinde taht kurmuşlardır.
Uğurlar ola büyük ustamız Kasapoğlu.
Işıklar yoldaşın, toprağın bol olsun…
Metin Tükenmez
Kostas Kasapoğlu (Κώστας Κασάπογλου) kimdir?..
1 Ocak 1936 tarihde Büyükada’da doğan “Koço” lakaplı Rum asıllı Türk eski millî futbolcu Kostas Kasapoğlu; 1950 yılında ise Büyükada’nın amatör kulübü Adalarspor’da futbol oynamaya başlamıştı. 1953’te Beyoğluspor’un altyapısına girdi. Teknik direktör Cihat Arman tarafından yeterli bulunarak 1954’te as takıma alındı. 30 Ekim 1954’te ilk resmi maçına Galatasaray karşısında çıkan Kasapoğlu, 1956’da transfer olduğu İstanbulspor’da 15 sezon oynadı. 1972-73 sezonunu Taksim’de oyuncu-teknik direktör olarak geçirdi. Hayatı boyunca kullandığı 501 adet penaltılardan biri hariç hepsini çevirdiği için “Penaltı Kralı” unvanıyla anıldı. Bu kaçan penaltıda da ünlü kaleci “Varol”u ters köşeye yatırmasına rağmen “dinyakoskrampon”un yere takılması neticesinde kaçmıştı. Ünlü kaleci penaltıyı kurtarmamış, top kale direğinin hemen yanından avuta çıkmıştı. 1975 yılında ise Yunanistan’a göç etti.
Milli takım kariyeri
25 Kasım 1956’da Çekoslovakya ile oynanan ve 1-1 berabere sonuçlanan özel maçta ilk kez milli takım
formasını giydi. Bu maç, Kadri Aytaç’ın yerine oyuna dahil olmak suretiyle milli olan Kasapoğlu’nun aynı zamanda A Milli formayı giydiği tek maç oldu. Kasapoğlu ayrıca, Türkiye B Milli Futbol Takımı’yla ilk ve tek maçına 6 Kasım 1957’de İspanya B Milli Futbol Takımı karşısında ilk on birde çıktı.