1992 yılıydı. Galatasaray’ın benim de üyesi olduğum yönetim kurulu, televizyon yayın hakları için o zaman İnterstar kanalıyla anlaşmıştı. Bu anlaşma yayın hakları konusunda bir başlangıçtı. Ne var ki alacaklarımızın tahsilinde güçlüklerle karşılaşıyorduk. Kanalın sahibi Cem Uzan’dı. Birikmiş 250 bin DM alacağımız için görüşmelerle bir sonuca varamıyorduk; ödeme yapılmıyordu. Yönetim Kurulu bıkkınlıkla İnterstar’dan vazgeçip, kulübe yeni bir öneri getiren CINE5’le anlaşmayı düşünmeye başlamıştı. Bu durumda eski sözleşmenin feshi gerekiyordu. Fesih için, ödemelerin aksatılması yeterli gerekçeyi oluşturuyordu ama, gerekli yasal bildirimin yapılmasında zorlanıyorduk. Yasal bildirim bir türlü yapılamıyordu, çünkü postacılar koskoca İnterstar televizyonunu nedense, adresinde bir türlü bulamıyorlardı. Sonunda bildirim, adresin bağlı olduğu muhtarlığa bırakıldı ve yasal prosedür tamamlandı.
Galatasaray’ın maç yayınları artık İnterstar’dan CINE5’e geçmişti. Ancak iş bununla bitmedi : İnterstar, kâr kaybına uğradığını ileri sürerek kulüp yöneticileri aleyhine tazminat davaları açtı. Hesapladığı zarar o günün parasıyla 116 milyar liraydı (yaklaşık 19 milyon dolar). Tek bir dava yerine, yönetim kurulu üyelerinin her biri aleyhine 116 milyar liralık davalar açılmıştı.
Davayı açan kuruluşun haksızlığını çok iyi biliyorduk. Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve bu nedenle sözleşme yasal gerekliliklere uyularak feshedilmişti. Ancak istenen para ölçü dışıydı ve gerçekten ürkütücüydü. Duruşmaya bizler adına, kendisi de yönetimde olan Prof.Dr. Oğuz İmregün girdi ve davaları reddettirmeyi başardı.
Uzanlar daha sonra İstanbulspor ve Adanaspor’u devralarak etkin bir biçimde spor alanına girdiler. Bir ara da Galatasaray yönetim kuruluna girip orada da etkin olmayı denediler. Beş yılı aşkın bir süre önce, İstanbulspor’la, tarihe mal olmuş Ateş-Güneş Kulübü arasındaki koşutlukları irdeleyen bir yazı yazmışım. 19.11.1998 günü Cumhuriyet’te çıkan bu yazının bir bölümü şöyle :
“İstanbulspor 1926’da İstanbul Liselilerce kurulmuş ve kimi zaman sıkıntılı, kimi zaman başarılı dönemlerden geçmişti. Birkaç yıl önce işadamı Cem Uzan kulübü devralarak bir şirket haline getirdi. O zaman takım 2. ligde idi ve bir yıl içinde Güneş örneğindeki gibi 1. lige sıçradı. Büyük harcamalarla gösterişli transferler yapıldı. Hedef Türkiye’de şampiyonluk, Avrupa’da başarıydı. Ancak yatırılan büyük paralar bu beklentiler için zorunlu iki şeyi sağlayamadı: ünlü oyuncuların göz kamaştırıcı transferlerine karşın bir “takım” oluşturulamadı ve taraftar kazanılamadı. Sonuçta, Cem Uzan altı yıllık bir çabadan sonra pes etti.”
Uzanlar kulüpteki hisselerini devrettilerse de parasal destekleri yakın zamana değin sürdü. Şimdi İstanbulspor, bu desteklerden yoksun kaldığı ve hisselerin devredildiği kişilere de çözüm arayışı doğrultusunda bir türlü ulaşılamadığı için bunalımda. Adanaspor’da da durum farklı değil. Vergi – sigorta borçları, sporculara borçlar… Gelirlerle bunları karşılama olanağı yok. Spor tarihimizde onurlu yerleri olan bu kulüplerin kurtarılmaları gerekiyor. Ama nasıl ?
Doğan Hasol
15.01.2004 – Cumhuriyet Gazetesi