Stat: İstanbul İnönü
Hakem: Ayhan Yücebilgiç, Timur Tekinaslan, Fahri Durmuş
İstanbulspor: Zdravko Zdravkov, Gökhan Keskin, İsa Turan, Timur Yanyalı, Sead Halilagic, Fuat Buruk, Hamza Hamzaoğlu, Nesim Özgür, Oğuz Çetin, Vedin Music (Dk. 81 Suat Türker), Saffet Akyüz
Trabzonspor: Nihat Tümkaya, Karel Rada, Okan Özke, Ogün Temizkanoğlu, Abdullah Ercan, Ünal Karaman, Tolunay Kafkas (Dk. 66 Osman Özköylü), Orhan Çıkırıkçı (Dk. 70 Davor Vugrinec), Hüseyin Çimşir, Selahattin Kınalı, Hasan Özer (Dk. 46 İskender Eroğlu)
Sarı Kartlar: Dk. 3 Fuat Buruk (İstanbulspor), Dk. 4 Tolunay Kafkas, Dk. 87 İskender Eroğlu (Trabzonspor)
Seyirci ve Hasılat: 13.007 kişi, 14 milyar 228 milyon 500 bin lira
AĞIR sahada hırslı, mücadeleci bir futbol izledik.
Trabzonspor oyuna her zamanki gibi ofansif bir anlayışla başladı. Özkan Sümer’in maç öncesi düşündüğü taktik
plan; etkili pres, kanat bindirmeleri ve ilerde sürekli çapraz koşular yapacak Hasan ile Selahattin’in açacağı boşluklara orta sahadan toplu ve topsuz driplinglerle verilecek destekti. Ancak İstanbulspor’un uyguladığı defans orta saha bütünleşmesiyle alan daraltan akılcı savunma kuyusu Bordo – Mavili ekibe istediği fırsatı vermedi. Kenarların ve defansın ortasının iyi kapatılması, kazanılan topların organize biçimde kullanılması, dengeli ofansif girişimler, İstanbulspor’u sahada istediğini yapabilen takım kimliğine soktu. Music’in formsuzluğu, Saffet’in de Rada tarafından iyi marke edilmesi hücum gücünü kısıtlayan faktörlerdi.
İkinci devrede de değişen fazla bir şey yoktu. İstanbulspor, rakibine pozisyon üretme imkanı vermezken, zaman zaman da gol aradı. Saffet ilk yarıya göre biraz daha hareketlenip, boş alanları kullanmaya çalıştı. Ancak Music’in sahada yokları oynaması büyük handikap teşkil etti. Girilen iki önemli pozisyonda ise kaleci Nihat başarılıydı. Sonuçta iki takımın da dengeli mücadelelerinden beraberlik çıktı.
İstanbulspor taktik açıdan çok başarılıydı. Günümüz futbolunun istediği savunma güvencesini hemen hemen kusursuz uyguladılar, Tempoyu da istedikleri gibi ayarladılar. Orta saha ve defans oyuncuları makine intizamı içinde görev yaptılar. Bilhassa kaptan Oğuz’un oyun disiplini ve mücadele gücü takdir edilecek cinstendi. Trabzonspor çok koştu, bazı bölümlerde iyi pres yaptılar. Yalnız kadronun çok değişmesi kollektif bütünlüğü ve
hücumdaki devamlılığı olumsuz etkiliyor. Hami olmayınca eldeki diğer forvet elemanlarının aralarında diyalog ve golcülük vasıflar yeterli değil. Rada ve Ogün defansta az hata yaparken, genç Selahattin ve Hüseyin ilerisi için ümit verdiler.
Hakem Ayhan Yücebilgiç, geçen haftaki başarılı yönetimine bir iki hatası dışında bir yenisini daha ekledi. İlk devre iptal ettiği İstanbulspor golü ise tartışmaya açıktı. Bize göre goldü. Yalnız barajları da bir türlü gerekli mesafeye açamıyor.
Tankut Antikacıoğlu’nun maç yazısı:
BÖYLE ağır bir zeminde elbette ki şahane bir lig maçı bekleyemezdik. Böylesine kaygan bir sahada muhteşem bir sonucun skorboarda yazılması düşünülemezdi.
Tek bir cümleyle İnönü Stadı’nda İstanbulspor’un güzel oynama çabalarını izledik diyebiliyoruz. Oyunun ilk yarısında rakibine oranla tempolu kalabilen İstanbulspor’du. Hızlı olma gayreti içinde olanlar da Sarı Siyahlılar’dı. İstanbulspor’un taktiği bilinçli plan ürünüydü. Ama ne var ki, hakem Ayhan Yücebilgiç’in büyük hataları, rakip ceza alanı içinde çaldığı yanlış düdüklerle akınları kesmesi İstanbulspor’un golle buluşmasını engelledi.
Sağanak halinde yağan yağmur, maçın ilk 45 dakikasında taraflar tedbirli olmaya yönlendirdi. Taraflar zeminin azizliğine uğramamak için çok dikkatliydiler. Savunmalarını sağlam kurdular. Bu bilinç içinde Trabzonspor, savunmada daha çok adamla kapandı. İstanbulspor, rakibi karşısında defans güvencesini elden bırakmadan zaman zaman açık futbol oynadı. Hem İstanbulsporlu hem de Trabzonsporlu futbolcular başarılı markaj yaptı. Ama tarafların sahanın bütünündeki pres uygulaması aynı başarı düzeyinde değildi.
İstanbulspor’da Sergen yoktu. Sergen’in oynamaması İstanbulspor’un iyi futbol düşüncesini asla etkilemedi. Trabzonspor lokomotifi, son haftalarda attığı gollerle Bordo – Mavilileri sürekli hedefe taşıyan Hami’den yoksundu. Bu yoksunluk Trabzonspor’u golsüz bıraktı. Ne var ki her iki tarafta da özellikle duran toplan Sergen gibi, Hami gibi kullanacak, güdümlü silah olabilecek futbolcuyu sahada göremedik. Karşılaşmanın birinci yarısı biterken, İstanbulspor’un, Halilagic’in kafa vuruşunun direkten dönüşünden sonra Nesim’le kazandığı bir gol vardı ki, bu golü hakem Yücebilgiç’in Halilagiç’in faul yaptığı gerekçesiyle iptal edişi tribünlerde haydi tartışıldı, herkeste bir soru işareti bıraktı.
İstanbulspor orta sahasında Oğuz, Nesim, Fuat ve Music oyunu bilinçli kurmaya çalıştı. İleride Saffet, hücum organizasyonunu orta sahadan iyi destek almasına rağmen etkili hale getiremedi. Savunmada Gökhan, Halilagiç hatasızdı. İstanbulspor sağ kanatta Hamza ile sürekli top taşırken, nedense İsa solda kendini unutturdu.
Trabzonspor, defansta görev verdiği futbolcularıyla rakibi ceza sahasına gelmeden karşıladı. Bordo – Mavililer, İstanbulspor’un kilit adamı Saffet’i başarıyla kontrol ederken, Ünal tüm orta alanın kontrolünü yükleniyordu. Bu maçta başta Abdullah olmak üzere hiçbiri İstanbulspor defansını devamlı aşındıran kişilikte değildi.