İstanbulspor 2-2 Galatasaray (13.06.1956)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Abdi Parlakay

İstanbulspor: Sabih Sünter, Merih Üççetin, Kamil Cengiz, Kenan Buharalı, Yüksel Gözüpek, Ünal Atay, Erdoğan Tokol, Kadri Kartal, İbrahim Toker, Aydemir Nemli, Orhan Aygüner

Galatasaray: Turgay Şeren, Saim Tayşengil, Enver Özdemir, Suat Mamat, Güngör Okay, Tayyar Cavcav, Necdet Şentürk, Ali Beratlıgil, Metin Oktay, Kadri Aytaç, İsfendiyar Açıksöz

Goller: Dk. 35 Aydemir Nemli, Dk. 71 Yüksel Gözüpek (İstanbulspor), Dk. 23 Metin Oktay, Dk. 77 Metin Oktay (PEN) (Galatasaray)

İkinci devrenin 32 nci dakikasında topun tesadüfen ceza çizgisi içerisinde İstanbulsporlu Merih’in eline vurmasını hakem penaltı ile tecziye etmeseydi Galatasaray’ın lig şampiyonluğu tehlikeye girecekti. Bu takdirde ve her şey Fenerbahce maçının neticesine kalacaktı ki, iki ezeli rakibin en ümitsiz ve düşkün zamanlardaki karşılaşmalarını hatırlamak, tehlikenin büyüklüğü hakkında bir fikir vermeye kafi idi. Doğrusunu söylemek icap ederse hakem Abdi Parlakay bu cömert kararına kadar her bakımdan müsbet bir not almıştı. Ama son hareket bütün muvaffakiyetini, gölgelemeye kâfi geldi.

Evet, Sarı – kırmızılı takıma üç haftadan beri alârm çanı çalmaya başlamıştı. Ligin en canlı ve düzgün takımında bir düşüş ve bezginlik seziliyordu. Vefa maçı, arkasından hala dedikodusu devam eden Kasımpaşa galibiyeti ve dünkü İstanbulspor beraberliği… Bunun pek bariz ve şüphe götürmez belirtileriydi. Müdafaada Turgay ve Saim hariç diğerleri müsbet not almaktan uzaktılar. Rober’in yerine konan Necdet ve Enver, Aydemir ve Erdoğan gibi iki seyyal, ve formlarının zirvesinde olan rakiplerini marke etmeye muvaffak olamadılar. Hücum hattında takımın yükünü taşıyacak olan oynadıkları sistem icabı – Kadri ve Suat’ı sahada bulabilmek bir hayli güç oldu. İsfendiyar  sağaçıkta tehlikeli akınlar ve ortalar yaptı ise de bunlardan faydalanılamadı. Ortada Metin,  şahsi gayreti ile bir şeyler yapmaya çalıştı. Attığı birinci gol fırsatı kullanmak ve serinkanlı hareket etmek cephesinden cidden güzeldi.

İstanbulspor takımının heyeti umumiyesi için tek kelime ile Güzel demek yersiz olmaz. Bütün takımların her bakımdan düştükleri bir sırada dimdik ve sapsağlam ayakta duruyorlar. Zaten başarılarının en mühim sebeplerinden birisi budur. Doksan dakika durmadan koşmak, mücadele etmekti. Müdafaadan başlayarak hücum hattına kadar vazife göremeyen bir tek futbolcu gösterilemez. Hücum hattında Aydemir, formunun zirvesinde, takımı çalıştırması yanında attığı beraberlik golü son senelerde sahalarımızda ender görülen nefasette idi. Keza Yükselin vole ile attığı şahane ikinci gol için de ayni şeyleri söyleyebiliriz.

Oyuna 17.15 de İstanbulspor’un vuruşu ile başladı. İlk dakikalarda Sarı – Siyahlı takımın daha ziyade müdafaaya ehemmiyet vererek oynadığı görülüyordu. Buna neden lüzum görülmüştü? Bilinmez. Nitekim bu şekilde hareket etmelerinin cezasını 23 üncü dakikada Suat’ın ara pasını kaleciyi de üzerine çekerek topu köşeye bırakan Metin’in
attığı golle çektiler: 1-0: Sarı- Siyahlı takım bundan sonra açıldı. Havadan ve uzun paslarla Galatasaray müdafaasını zorlamağa başladı. 35 inci dakikanın dolduğu bir sırada Aydemir, Enver ve Necdet’in arasından sıyrılarak çok sert bir şutla beraberliği temin etmeğe muvaffak oldu. İşte bu gol Galatasaray takımını sarsmağa ve hatlar arasındaki bağları
koparmağa kâfi geldi. İlk devre 1-1 berabere neticelendi.

İkinci devreye İstanbulsporlular hazlı bir tempo ile başladılar. 26 nci dakika gelip çalmıştı ki, sağdan yapılan bir ortayı sol açık Yüksel şahane bir vole ile Galatasaray ağlarına takıverdi.

Galatasaray takımında bir tadilât yapıldı. B. Ali santrfora geçti, Fakat bu da mühim bir fark doğurmadı. 32 inci dakikada Merih’in eline topun ceza çizgisi içerisinde çarpmasına hakem penaltı ile cezalandırdı. Penaltıyı Metin gole tahvil etti ve maç az sonra 2-2 sona erdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir