İstanbulspor 2-3 Beşiktaş (26.11.1996)

TÜRKİYE KUPASI 6.KADEME

Stat: Ali Sami Yen

Hakem: Muhittin Boşat, Ayhan Bölükbaşı, Ercan Turna

İstanbulspor: Fahrudin Omerovic, Marian Zeman (Dk. 40 Timur Yanyalı), Gökhan Keskin, Emre Aşık, Nesim Özgür, Kâmil Ustaömer, Fuat Buruk (dk. 25 İlkan Aksoy), Oğuz Çetin, Engin Özdemir, Gerson, Saffet Akyüz

Beşiktaş: Marijan Mrmic, Recep Çetin, Erkan Avseren (Dk. 46 Orhan Kaynak), Alpay Özalan, Rahim Zafer (Dk. 55 Mutlu Topçu), Zlatko Yankov, Sergen Yalçın (Dk. 85 Ali Günçar), Mehmet Özdilek, Serdar Topraktepe, Oktay Derelioğlu, Danial Amokachi

Goller: Dk. 17 Oğuz Çetin, Dk. 49 Engin Özdemir (PEN) (İstanbulspor), Dk. 20 Sergen Yalçın, Dk. 54 Oktay Derelioğlu, Dk. 74 Alpay Özalan (Beşiktaş)

Sarı Kartlar: Dk. 75 Gerson (İstanbulspor), Dk. 49 Recep Çetin (Beşiktaş)

İSTANBULSPOR ligde oynaması gereken futbolu Kupa’da sergiledi. Puan cetvelinin bıçak sırtındaki ekibi üç gün aradan sonra Beşiktaş’ın önüne daha dirençli, daha ve daha istekli çıkmıştı. Ligde tutunmaya çalışan bir takım, Kupa’da böylesine beklenmedik bir iştah gösterince Beşiktaş da şaşırdı.

Siyah – Beyazlılar dün savunmalarında inanılmaz gedikler vererek başta Rahim olmak üzere kendilerine bağlanan umutlara gölge düşürdüler. İstanbulspor’un tek başına bıraktığı Saffet ile gelişini Ataklar ve serildiği gol tehditleri karşısında paniğe kapıldılar. Bu nedenle Mrmiç en azından hem üç gol kurtardı, hem de arkadaşlarının yaptığı anlaşılmaz hataların bedelini yediği gollerle ödeyerek dramatik bir gün yaşadı. Orta alanda Erkan, Mehmet, Serdar hatta Yankov ne ritim tutturabildiler, ne de ezici pres üstünlüğüyle İstanbulspor önünde Beşiktaş’ın ağırlığını hissettirebildiler. İleri uçta Amokachi ceza alanına her girişinde topu inanılmaz bir biçimde kaybetti. Oktay da akılda kalacak hiç bir pozisyon fotoğrafının içine giremedi.

Beşiktaş’ın bu dağınıklığına karşılık İstanbulspor orta alanda ilk onbirde görev verdiği Ergin de katkısı ile daha hareketli, istekli ve çarpıcıydı. Oğuz, Saffet ile orta alan arasında nefis bağlantı kurdu. Maçın ilk golünü atarken de klasını gösterdi. İstanbulspor bir enerji küpü ve top ustası olan Saffet’i çok çabuk kontratak toplarıyla buluşturup Beşiktaş’ın ileri çıkan ve çözülen savunmasına ecel terleri döktürdü. İşte o nedenle Recep, Saffet’e ancak penaltı ile sonuçlanabilecek bir müdahale yapmak zorunda kaldı.

Herşeye rağmen Beşiktaş 2- 2’lik beraberlikten sonra Kupa gerçeğini gören ve yaşayan takım kimliğine büründü. O yüzden Alpay ile 3 – 2 öne geçme başarısını sağladılar. Gerçeklerin acısını hissettiklerinde kapasitelerini ortaya koyarak oyunu rakip yanı alana taşıdılar ve daha çok adamla hücum pozisyonuna girdiler.

Salı’nın gerçeğinden yola çıkıp, gelecek Salı’ya bakacak olursak… Teknik Direktör Rasim Kara’nın da bu maçta yenilikler ve özel taktikler geliştirmediğini, bir yaratıcılık düşünmediğini söyleyebiliriz Sergen ligdeki İstanbulspor maçına oranla bu maçta daha hareketli ve mücadeleciydi. Attığı frikik golü de zaten kendisinden beklenen bir goldü. Beşiktaş’ın büyük bir sıkıntısı var. Çok kolay gol yiyip , anlaşılmaz biçimde fırsat harcıyorlar. Amokachi
yüzde yüz gol pozisyonlarına girdiği zaman topu kaybediyor ya da kötü vuruşlar yapıyor. Bireysel tekniğine çok güvendiği için kalabalıklara dalıp çıkmayı tercih ediyor. Ama gözle görülür biçimde fizik gücünde düşme var. Beşiktaş’ın bunca fırsatı hovardaca harcamaya hiç hakkı yok. Valencia maçında daha az fırsat bulup, daha çok gol atmak zorundalar. Buna karşı özel hazırlık için çok az zamanları kaldı, sadece bir hafta var.

Hakem Muhittin Boşat’ın çok kötü bir yönetim gösterdiğine tanık olduk. Hele ikinci yarıda Gökhan’ın yere düşerken topu elle çelmesi atladığı bir penaltı pozisyonuydu.

Kupa maçlarının statüsünü seviyorum. Tek maçta herkes elindekini ortaya koyup, yol almaya çalışıyor. O nedenle erkekçe, gerçekçi ve heyecanlı maçlar yaşanıyor. Bu, ligde zaman zaman özlediğimiz bir rüzgar. O halde yaşasın Kupa !