Stat: Ali Sami Yen
Hakem: Ömer Karadağ
İstanbulspor: Yılmaz Urul, Alpaslan Eratlı, Yalçın Saner, Tayfun Kalkavan, Türker Gülsoy, Kostas Kasapoğlu, Ahmet Gündoğdu (Dk. 52 Bülent Buda), Cemil Turan, Ahmet Altuntaş, Bilge Tarhan, Ali Açıkgöz (Dk. 81 Hayati Küçükçavdar)
Galatasaray: Yasin Özdenak, Tuncay Temeller, Muzaffer Sipahi, Ergün Acuner, Ekrem Günalp, Mehmet Oğuz, Aydın Güleş, Uğur Köken, Metin Kurt, Gökmen Özdenak (Dk. 73 Ahmet Akkuş), Olcay Başarır (Dk. 81 Suphi Soylu)
Goller: Dk. 37 Bilge Tarhan, Dk. 83 Ahmet Altuntaş, Dk. 90 Alpaslan Eratlı (İstanbulspor)
Kırmızı Kart: Dk. 39 Ergün Acuner (Galatasaray)
Seyirci: 21 478 kişi, Hasılat: 233.465 lira
Galatasaray ikinci yarıya 10 kişi ile başlamıştı. İstanbulspor her akınında sarı-kırmızılı müdafaaya ecel terleri döktürüyordu. Önümüzden bir seyirci bağırdı “Neredesiniz erken şampiyonlar..!” Evet Galatasaray nerede idi.? Vakıa takım mağlup durumdaydı, 10 kişi kalmıştı ama, sarı-kırmızılar bu dezavantajları silmek için ne gayretli, ne de akıllıca bir oyun ortaya koyuyorlardı. Nice defalar noksan kalmış bir Galatasaray kendini kurtarmış, hiç değilse, her şeye rağmen ortaya bir şeyler koymuştu. Bu defa kendisini sürklâse eden İstanbulspor’u seyre koyulmuştu.
Esasında “sonun başlangıcı” ilk 20 dakika geçtikten sonra başlamıştı. Oyuna hızlı giren Galatasaray’ı serinkanlı ve şuurlu bir oyunla İstanbulspor kesince, takımda bir sinirlilik, bir çabalama başlamıştı. Rakip müdafaayı açacak yerde ortada düğümlenen ve karambollerden, kornerlerden medet uman Sarı-kırmızılılar; geçen her dakika sinirlerine biraz daha mahkum oldular, Bunun neticesi, o ana kadar ufak tefek hatalar yapan hakemin «en doğru» kararı ile Ergün’den de mahrum kaldılar. Zaten iyi oynayamayan Galatasaray için 10 kişi kalmak mağlubiyetin mühürlenmesi oldu. Rakibin teknik zaaflarından istifa yolunu bulmuş İstanbulspor, psikolojik bir üstünlük de elde ederek dilediği gibi oynadı ve (3 büyükler) denen hayaletlerin en büyüğünü de devirdi.
GOLLER VE KRİTİK ANLAR
Oyunun ilk 20 dakikasında Galatasaray kâbustan biran evvel kurtulmak istercesine telâşlı bir tempo da. 8. dakikada da Uğur’un ortaladığı topa Metin dönerek vuramadı. Arkasından üst üste 5 kornerden de Sarı-kırmızılılar istifade edemediler. 37. dakikada Cemil, kendinden pek emin Aydın’ı, arkasından Tuncay’ı geçerek topu bomboş bekleyen Bilge’ye’ gönderdi ve Bilge de Yasin’in yanından her şeyi halleden golü ağlara taktı 1-0.
Golden 2 dakika sonra, Galatasaray’ın kazandığı bir serbest atış yapılırken Ergün, hakeme ne söyledi ise söyledi ve kendini bir anda saha dışında buldu. Devre biterken Cemil, aynen golde olduğu gibi bir pas daha yolladı, fakat B.Ahmet topu auta nişanladı. Devre 1—0 kapandı.
ikinci yarıda, 52. dakikada B, Ahmet’in yerini B. Bülent, 73. dakikada Gökmen’in yerini Ahmet aldılar. 81. dakikada Olcay ile Ali çıktılar, yerlerine de Suphi ile Hayati girdiler.
Beraberlik arayan Galatasaray’dı, gollere giden de İstanbulspor oldu. 75. dakikada K.Ahmet’in tam köşeyi bulan şutunu kornerle savuşturan Yasin 84, dakikada aynı oyuncunun, ceza sahası köşesinden attığı frikikte topu altından ağlara buyur etti. Golden önce, gol kadar güzel bir hareket vardı ki o da Cemil’in Brezilyalılara has bir sıyrılışla kaleye yönelmesi İdi, Bu akını Muzaffer güçlükle önleyebildi. Golden sonra da Tayfun ortadan bir dalışla Yasin’le karşı karşıya geldi, fakat gücü gol atmaya yetmedi. Ama son dakikada Alpaslan Galatasaray’a son azizliği yaptı. Yalçın’ın aut çizgisine kadar indirip ortaladığı topu 3. defa kafa ile ağlara yolladı ve İstanbulspor sahadan 3-0 galip ayrıldı.
Ünlü üstat Halit Kıvanç maç yazısını ise aşağıdaki şekilde kaleme almış.
İstanbul’un da İstanbulspor’u var
Eskişehirspor, Bursaspor, Samsunspor, Boluspor ve daha niceleri..Her biri adını taşıdığı beldeyi futbol dünyamızda şerefle temsil eden takımlar.. Ve şimdi İstanbul’u da şehrin en güzel futbol oynayan gücü olarak İstanbulspor’u ile gururlanacak. Yılar yılı İstanbul’un sesini yedi cihana duyuran “Üç Büyükler”i peş peşe sıfıra karşı alt etmek, bu başarıyı göstereni, “Büyükler”in üçünün toplamı kadar büyük alkışa hak kazandırır.
On maçtır nâmağlüp..Altı maçtır kalesine gol girmemiş. Fenerbahçe’yi de, Beşiktaş’ı da, Galatasaray’ı da ezip geçerek eşitliği bozmamış.. Kim mi bunlar? İngiliz «B.B.”si değil, özbeöz Türk “B.B.”si (Basri — Bahattin) ile teknik yönetimini o essiz sedasız güçlendiren, bir antrenman sahası bile olmayan, stadın bir köşesindeki bir avuç İstanbul Liseli gencin körpecik alkışlarından destek alan, ama oynadıkları futbol ile İstanbul’un gerçek temsilcisi olan İstanbulspor’lular bunlar..
Tam bir “takım oyunu” güzelliği içinde tek tek isim sayıp başarı değerlendirmesine girişmek, belki de İstanbulspor’un bu örnek ahengini zedeleyebilir. Fakat izin versinler bana, Sarı—siyahlıların dün formalarını başarı teriyle ıslatan diğer futbolcuları.. Ve diyeyim ki: Dün Ali Sami Yen’de Gündüz Kılıç, Şükrü Gülesin. Büyüklü Küçüklü Fikretler, Lefter, Metin, Can, Kadri, ne bileyim, daha nice nice: devlerin hepsinden bir nebze, bir çift ayakta toplanmıştı sanki, Bütün bu unutulmaz İsimleri hatırlatan isimdi “Cemil”..