İstanbulspor 5-1 Trabzonspor (29.04.2000)

Stat: Bayrampaşa

Hakem: Sadık İlhan, Kenan Kozak, Sürhat Münirooğlu

İstanbulspor: Haluk Güngör, Emre Aşık, Timur Yanyalı (Dk. 46 Aykut Kocaman), Recep Çetin, Ivailo Petkov, Enes Demirovic (Dk. 79 Alioum Saidou), Zeki Önatlı, Murat Erdoğan, Güven Kocabal, Fuat Buruk, Sertan Eser (Dk. 74 Bruno Quadros)

Trabzonspor: Metin Aktaş, Selim Özer (Dk. 58 Mehmet İpek), Igor Nikolovski, Erol Bulut, Macit Güven, Hüseyin Çimşir, Gökdeniz Karadeniz (Dk. 75 Davor Vugrinec), Erman Özgür, Abdülkadir Demirci, Murat Bölükbaş, Fatih Tekke (Dk. 68 Hami Mandıralı)

Goller: Dk. 52 Sertan Eser, Dk. 54 Emre Aşık, Dk. 78 Aykut Kocaman, Dk. 86 Aykut Kocaman, Dk. 89 Aykut Kocaman (İstanbulspor), Dk. 28 Murat Bölükbaş (Trabzonspor)

Sarı Kartlar: Dk. 11 Murat Erdoğan, Dk. 30 Timur Yanyalı (İstanbulspor)

Ayıp… Doğrusu çok yazık… Ayıp futbola… Yazık Trabzonspor’a…

Türk futboluna adını dördüncü büyük olarak yazdıran, mazisinde kupalar, başarılar bulunan bir takıma bu yakışır mı? Peşinde diyar diyar dolaşan, elinden geldiğince sana destek olmaya çalışan taraftara bu yapılır mi? İyi oynarsın, kötü oynarsın… Yenersin, yenilirsin, berabere kalırsın… Ama bu kadarı da… Hiç yakıştı mı?

İstanbulspor haftalardır kazanamıyor. Ligde kalabilmek için son şanslarını kullanıyor… Hırsla, canla ve başla oynaması beklenen bir takıma karşı Trabzonspor Teknik Direktörü Giray Bulak’ın çıkardığı kadroya bakın. Hami yedek… Vugrinec de yanında… Yetmedi Orhan ve Tamer de öyle… Savunmada Gökdeniz oynuyor. Orta sahada oyunu kurması için Hüseyin görev yapıyor. Sezonun en kötülerinden biri olan Fatih’ten gol bekleniyor. Eintracht Frankfurt’un neden gönderdiği artık iyice belli olan Erol’un ne yapmaya çalıştığını kendisi gibi kimse anlayamıyor. “Futbolu beyniyle oynuyor” diye alınan Nikolovski, ayaklarına hükmedemiyor. İşin en ilginci ne, biliyor musunuz? Trabzonspor 2 – 1 yenik duruma düşmüşken Bulak, “savunmaya takviye olsun diye” Mehmet’i oyuna alıyor. Doğrusu şu ki; dünkü Trabzonspor’da oynayanlara o formalar hiç yakışmıyor.

İstanbulspor’u kutluyoruz… Zeki’si, Emre’si, Güven’i, Petkov’u… Ve de büyük ustası Aykut’uyla alkışlıyoruz…

Beşiktaş kalecisi Fevzi’yi aratmayacak şekilde ıska geçen ve takımını yenik duruma düşüren Haluk’a rağmen yılmadılar. İlk yarıyı 1 – O mağlup kapattılar, pes etmediler. Hırsla oynadılar, disiplini bir an olsun elden bırakmadılar. Ve birbirinden güzel beş golle sahadan galip ayrıldılar. İstanbulspor belki ligde kalacak… Belki de düşecek… Ama Şu bir gerçek ki; dünkü futbolları ve golleri de uzun yıllar unutulamayacak.

Son sözümüz Trabzonspor’a… Sezon bitti, yenisine bakalım, Şimdiden kolları sıvayalım. Kangren kansere dönüşmeden neşteri vuralım. Yoksa yarın çok geç olacak, “dördüncü büyük Trabzonspor” mazide kalacak…

Ergun Ata ise maç yazısını şu şekilde yazmış.

Tarihi ayıp

Belli ki Trabzonspor, UEFA kupası’na katılma şansının olanaksız olduğuna bu maçtan önce karar vermiş.  Bu da yetmemiş, ne olur ne olmaz, isteksiz oldukları Intertoto Kupası’na da kalınabilir endişesiyle işler daha şimdiden sıkı tutulmuş, Ama yanlış hesap yapılmış, İstanbulspor karşısında hezimete uğrama ihtimali unutulmuş. Yoksa Trabzonspor gibi bir takım gollerin yarısından çoğuna imza atan Hami ve Vugrinec’i kulübede tutup, rakip fileleri sadece birer kez havalandırabilen Fatih – Murat ikilisini neden sahaya sürsün ki ? Takım ligde kalma şansı az olan, haftalardır galibiyet yüzü görmeyen İstanbulspor’a karşı 2 – 1 yenik durumdayken, bir savunma oyuncusu olan Mehmet İpek neden oyuna alınsın ki ? Fark daha da artmasın diye mi ?

Hami oyuna girdiğinde orta alanda aksayan Erol, Abdülkadir ve Erman dururken, gol atamamasına karşın İstanbulspor savunmasını en çok rahatsız eden futbolcu olan Fatih neden tercih edilsin ki ? Dahası Vugrinec’in oyuna sürülmesi için neden son on dakika beklensin ki ?

Eğer bunların nedeni UEFA Kupası’na erken vedanın kabulü veya Intertoto Kupası’na katılmamak değilse, insanın aklına başka şeyler gelir ki… Bunları düşünmek dahi istemiyoruz.

Evet, Trabzonspor dün İstanbulspor’a sadece yenilmedi. Rezil oldu, rezil… Eğer Sertan biraz daha akıllı olsaydı, fark daha da artardı. İlk yarıda akıl almaz golleri kaçırırken büyük bir kaleci hatasından yenik duruma düşen İstanbulspor, ikinci yarıda Aykut farkıyla zafere ulaştı. Bir ara hakem Sadık İlhan’la çarpışarak sakatlanan tecrübeli yıldız, buna rağmen son 15 dakikada oyuna ağırlığını koydu ve takımının ligde kalma umutlarını, mucizelere bağlı olsa da, son üç haftaya taşıdı.

Trabzonspor’a İse bu durumdaki İstanbulspor’a karşı alınan tarihi hezimetin ayıbı kaldı. Dünkü Trabzonspor’un oluşumuna katkıda bulunarak, imza atanları ayıplarıyla baş başa bırakıyoruz.

One thought on “İstanbulspor 5-1 Trabzonspor (29.04.2000)

  1. Maçla ilgili hatıralar
    Aykut 200 gol
    Güven’in bendeki forması
    Maçı rahmetli Şükrü ile evde tekrar seyretme ( o zaman canlı yayın yok )
    Kümede kalma umudu !

Comments are closed.