Kasımpaşa 1-0 İstanbulspor (25.09.1957)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Faruk Talu

Kasımpaşa: Bülent, Nikolas, Kenan, Falih, Sebahattin, Ahmet, Zühtü, Niyazi, Yılmaz, Teoman, Kaya

İstanbulspor: Sabih Sünter, Kenan Buharalı, Kamil Cengiz, Güngör Tetik, Erdoğan Tokol, Merih Üççetin, Kadri Kartal, Aydemir Nemli, İbrahim Toker, Kostas Kasapoğlu, İhsan Baydar

Gol: Dk. 11 Yılmaz (Kasımpaşa)

Seyirci ve Hasılat: 8694 kişi, 21786 lira

Hep aksini düşünmüşüz. İstanbulspor daha ihtimam görmüş, daha az zedelenmiş, daha tecrübeli lig tertibi ile sahaya çıkacak ve binbir handikapla çarpışan Kasımpaşa’yı rahatça yenip, iki puanı alacaktı. Tahminler bu merkezdeydi. Asya gribinden, sakatlıkların envaına kadar pek çok gedik vermiş bir Kasımpaşa’ya da. İstanbulspor maçında favori denilemezdi ya… Böylece tahminler İstanbulspor’la birlikte mağlup, oluyor ve lig klasmanındaki bir namağlup,
takım daha unvanından oluyordu.

Futbol bilgisi ve yetiştiriciliği kadar da batıl itikatları kuvvetli olan Cihat Arman, sakatlıkların arkası kesilsin diye, hafta içinde futbolcular için kurşun döktürmüştü. Ama, bek Nikolas’ın maçtan evvel Eyüp camiine götürüleceği hiç birimizin aklına gelmemişti. Ve hatta oyun sona erdiği zaman, bu hadiseyi bilen bir kaç arkadaş «gördünüz mü?» dediler, «Nikolas camiye gitti, Kasımpaşa maçı kazasız belasız atlattı, Hem de İstanbulspor’a karşın. İki hâdiseyi de
enteresan karşılamakla beraber biz, bu şekilde konuşanlarla aynı kanaatte değildik. Çünkü…

EVET, ÇÜNKÜ
Kasımpaşa haklı bir galibiyet kazanmıştı; Oyuna dikkati çekecek derecede düzgün ve canlı bir tempo ile girmiş, nazarları üzerinde toplamasını bilmişti. Çünkü Kasımpaşa, karşılıklı gelen fırsatlardan birini değerlendirmiş ve iki puanı emniyete almıştı: Ve en nihayet İstanbulspor, ligin en kötü futbolunu göstermişti. Ya o iki hafta evvel kırılan kolunu alçılar içinde dik tutmaya çalışan haf bek Kaya ve dizleri, oraları buraları sargılı futbolcular. Eh, hem, düzgün oynayan hem de bu kadar büyük zorluklarla sahaya çıkan Bir takımın da golü attıktan sonra, galibiyet hakkıydı. müsaadenizle.

HEYECANIN BÖYLESİ

Denilebilir ki, Mithatpaşa stadı bu seneki lig maçlarının başladığı günden düne kadar, bu derece heyecanlı ve çekişmeli bir maça sahne olmadı. Oyun, Lacivert – beyazlıların «En İyi müdafaa, hücumdur» parolası ile açıldı. İstanbulspor kalesi daha ilk dakikalarda iki büyük tehlike atlatmıştı ki, bir kontratakta Güngör’ün şutu hiç beklenmedik anda Kasımpaşa direklerine vurdu. Her haliyle bir kupa finali oynanıyor, intiba içindeydi. Kasımpaşa, gecen haftalara nazaran beceriksiz ve durgun hareketlerle vakit geçiren İstanbulspor’dan iki puanı maçın 11. dakikasında aldı. Ahmet’ten aldığı topu iyi kontrol edip, iki müdafi arasından geçiren Yılmaz, sert bir vuruşla yakın mesafeden İstanbulspor filelerini gördü. İstanbulspor golü yemiş, fakat bu g0lün bir mağlubiyete sebep olacağını
katiyen düşünmemiş olalı ki, deveye kadar toparlanıp, uyanmadı.

İKİNCİ DEVREDEKİ MÜCADELE

İstanbulspor ikinci devreye başladığı zaman da ümitliydi.. Nasıl olsa beraberliği, arkasından da galibiyeti temin ederiz düşüncesinden kurtulduktan sonra, ağır basmaya başladı. Kasımpaşa adeta gol yemeyeceğim diyordu. 70 inci dakikada Kasapoğlu’nun, 71 inci dakikada Kamil’in ve 74 üncü dakikada yine Kasapoğlu’nun şutları kaleye girmek üzereyken, cansiparane müdahalelerle önlendi. İtiraf gerekirse, İstanbulspor bozuk olduğu kadar da şansızdı. Son dakikada Kasımpaşa topu iyi kullandı ve beraberlik fırsatını uzaklaştırdı. Zühtü  Merih’in mükerrer tekmeleri ile yerde kıvranırken Kasımpaşa maçı kazanmıştı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir