1928 senesinde İzmir’in Karşıyaka ilçesinde Kırım Hanlarının soyundan gelme bir aileye doğan Nirun Şahingiray, orta eğitimini İstanbul’da tamamladı ve Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu.
Lise döneminde İstanbulspor Genç takımında oynarken lise sonrası 1947-1948 sezonunda A takımına yükseldi. Ankara Ziraat Fakültesine kaydoldu ve buradan mezun oldu. Fakülte yıllarında maçlara hafta sonu Ankara’dan İstanbul’a gelerek katıldı. 6 sezon sarı siyahlı formayı 56 defa giyerek 9 gol atma başarısı gösterdi. İstanbulspor forması giydiği müddetçe zarif futbolu ve centilmenliği ile sevgi ve takdir kazandı. Futbol kariyeri askerlik sonrası iş hayatına atılması ile 1955 yılında son buldu.
Rahmetli gazeteci büyük usta İslam Çupi bir yazısında Nirun Şahingiray’dan şöyle bahsetmiş:
Sayın Nirun Şahingiray, benim kuşağımın futbolcusu idi. Olağanüstü romantik ayaklara sahipti Şahingiray… Hattâ Lâleli’deki kıraathanede, kaçırdığı gollerden sonra Pazartesi’leri takım arkadaşları hep aynı merhamete ağızlarını açrlardı : «Nirun, ceza sahasının üstünde açan tertemiz bir papatyayı çiğnememek için 36. dakikadaki golü kaçırdı.»
Şahingiray, 1960 ile 1972 yılları arasında ise İstanbulspor kulübünde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. 1972 senesindeki Başkanlığı sırasında, 1972 yılı kasım ayında Cemil Turan’ın Fenerbahçe’ye transferini gerçekleştirmek isteyen Kasımpaşa Kulübü Başkanı Sultan Demircan’ın sebep olduğu olaylar Şahingiray’ın spordan ve futboldan soğumasına yol açtı ve İstanbulspor’daki başkanlık görevine dönmediği gibi spor camiasına küstü.
Bu yaşanan olayı o dönemde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Asım Kocabıyık bir söyleşisinde şöyle anlatır:
Ben İstanbul Erkek Lisesi mezunuyum. İstanbulspor Kulübü Statüsü’ne göre liseden mezun olanlar kulübün tabi üyesidir. Ben de 1970-72 yılları arasında yönetim kurulu üyesi idim. 1972 yılında spora ve sporcuya yakışmayan bir olay yaşandı.
Bir oyuncuyu Galatasaray Kulübü’ne satarken buna mani olmak isteyen bir başka kulübün başkanı, bizim yönetim kurulu başkanı Nirun Şahingiray’ı, silah zoruyla kaçırdı, bir gün rehin tuttu. O hadiseden sonra ben ve o günkü arkadaşlar bir daha futbolla ilgilenmedik.
Nirun Şahingiray önemli bir iş adamıydı, kurduğu şirketler Türkiye’de alanlarının öncüsü olmuş, dünya liderleriyle ortaklıklar oluşturmuş, on yıllar boyunca otomotiv yan sanayisini şekillendirmişti.
29 Nisan 2008 günü kaybettiğimiz ve hiç evlenmeyen Nirun Şahingiray mal varlığının büyük bir kısmını TEGV’e (Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı) bağışlamıştı. TGEV’in Sakarya’da onun adına ve onun bağışlarıyla açtığı çok güzel bir eğitim birimi bulunuyor.
Nirun Şahingiray’ı saygı ve sevgi ile anıyoruz.