Size bugün çok özel bir İstanbulspor’lu arkadaşımızı tanıtacağız.
Deniz Şendil Tükenmez, ne İstanbul’da doğmuş, ne İstanbul’da yaşamış, nede İstanbul Erkek Lisesi önünden geçmiş. İstanbul’da doğan, İstanbul’da yaşayan ve İstanbul Erkek Lisesi önünden geçen pek çoklarımıza nazire yaparcasına, Almanya’da tek başına bir İstanbulspor’lu.
Sen Münih’de yaşa hemen kapının dibinde Bayern Münih varken İstanbulspor’a tutul. Özel olmayan İstanbulspor’lu yok ama bizce Sn.Tükenmez biraz daha özel.
İşte bu renkdaşımızla telekonferans ile bir söyleşi gerçekleştirdik, keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
– Kimdir Deniz Şendil Tükenmez?
Aile tarafım İstanbul Fatih Samatya’lı, ama ben Almanya’da doğdum ve büyüdüm. Münih’deki MD.H Mediadesign Üniversitesi’ni bitirdim. 32 yaşındayım ve bekarım, Münih’de yaşıyorum. 9 yıldan beri burada bir bankada çalışmaktayım.
– Nasıl İstanbulsporlu oldunuz?
10 yaşındaydım ve babam bana İstanbulspor’un tarihinden bahsetti. Özellikle Çanakkale Savaşında verdiğimiz şehitler beni çok etkiledi. Ayrıca o zaman İstanbulspor Süper Lig’e tekrar yükselmişti. Öyle başladı yani. O günden beri vurulduk bu takıma.
– Ailede başka İstanbulspor’lu varmı?
Ailemde başka İstanbulspor’lu yok ama babamın bir sempatisi var, kendisi bir zaman Vefa genç takımında futbol oynamış.
– Sizin için İstanbulspor ne ifade ediyor?
Bir spor kulübünden çok daha fazlasını ifade ediyor. 2011 senesinde İstanbul Erkek Lisesinden bana İstanbulspor’un tarihi üzerine bir kitap hediye edilmişti. Daha doğrusu dergi gibiydi. Orada İstanbulspor’un 1932’de kazandığı Türkiye şampiyonluğuna ait resimler vardı. Finalde Altınordu’yu yenip almışız kupayı. Dönüşte vapurdan inen takımı 10.000 kişi karşılamaya gelmiş. Yani ne kadar yüksekmiş İstanbulspor’un taraftarı ve takıma olan sevgisi. İstanbulspor bana asıl ve gerçek İstanbul’u anlatıyor. Kaderi de aynıdır sanki. Ne zaman İstanbul şehir olarak bozulduysa, o zaman İstanbulspor’da sıkıntı yaşıyor. Şunu söylemek istiyorum. İstanbulspor’a olan duygularımı sanırım kolay anlatamam. Takımı çok seviyorum ve 2000 km uzak olduğum için çok da özlüyorum. Belki de ondan 12 yıldır forma koleksiyonu yapıyorum. Yani takıma daha yakın olabilmek için. Elimde 20’den fazla forma var. İnşallah bir gün bunları taraftarlar derneğimize bağışlarım ve hepsini güzelce asarız duvara.
– Çok formanız var. Dışarıda giydiğiniz oluyor mu?
Formaları spor salonunda veya yazın dışarıda giymeyi çok seviyorum. Çok ilgi çekiyor.
– Formaları nasıl elde ettiniz?
Formaları çok zor elde ettim. Bir zamanlar Tribunderginin forumunda topic açıyordum. İstanbulspor forması arıyorum diye ve kargoyla dahil baya ücret ödüyordum. 2007 yılında Sergen forması için çok uğraştım. İtalya’da bir koleksiyoncu var. Tesadüf onda Sergenin formasından olduğunu öğrendim ve düşünün İtalya’dan getirttim. Kesinlikle en sevdiğim forma. Dünya’nın çoğu yerinden forma aldım. İngiltere’den Zeman’ın imzalı forması, Bosna’dan Zubanovic’in forması vs baya topladım.
– Almanlar İstanbulspor’u tanıyor mu?
Almanlar maalesef Türk futbolu ile ilgilenmiyorlar.
– Almanya’da senden başka İstanbulsporlu var mı?
Benden başka İstanbulspor’lu maalesef tanımıyorum. Çok eskiden 10 sene öncesi istanbulspor.info sayfası vardı orda bir Stuttgart’dan İstanbulspor sempatizanı vardı ama kayboldu.
– Taraftar sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden bu takımın eski kitlesi yok? Sizce ana sebep nedir?
İstanbulspor’un en büyük taraftar sorunu kimse kendini İstanbul’lu olarak görmek istemediği içindir. Bakıyorsunuz şimdi İstanbul’da bir aile, 50 yıldır İstanbul’da yaşıyor ama hala öz memleketinin takımlarını destekliyor. Ne kadar garip..Lise mezunları pek gönüllü değil bu da bir ayrı konu. Ama ben her zaman şunu dile getiririm, İstanbulspor’un az ama öz taraftarı olsun. 50 kişi olalım hiç fark etmez. 3.Lig zamanlarında 20 kişi geliyordu
– Biraz memleket meselesi yani?
Bence en büyük sorun bu. Lise – AŞ ayrımı ve diğer meseleler 2.plandadır.
– Unutamadığınız bir maç var mı?
Var olmaz olur mu. Yani benim için en önemli maç ilk gittiğim maçtır. 14 Ağustos 1999. 17 Ağustos depreminden 3 gün önceydi. Ligin ilk haftasıydı. 13 yaşındasınız düşünsenize ve nihayet sevdiğin takımın maçına gidebilmişsin. Bir de galip gelmiştik Demirovic atmıştı. Ligin ilk haftası olmasına rağmen sadece 1000 taraftar gelmişti. İşte geliyoruz gene bizim malum soruna. Taraftarsızlık. Bir de 2006 senesinde Play-Off maçıydı. Sakaryaspor’a karşı penaltılarla kaybetmiştik. Yani o sezon Süper Lige çıkmalıydık çok müthiş bir kadromuz vardı. Zaten gerisi hikaye, düşüşümüz o gün başladı. 3.Lig’e kadar düştük. Neyse ki o günleri atlattık ve 1.Lig’e geri döndük. İnşallah bir gün hak ettiğimiz yer olan Süper Lig’e geri döneriz.
– Takımın şu anki durumu hakkındaki görüşleriniz neler? Geleceğimizi nasıl tahmin ediyorsunuz?
Sezona kötü başladık. Transferin son gününde çok iyi oyuncular aldık ama hala alt sıralardan kurtulamadık. Yine de geleceğimizi parlak görüyorum. Taraftar derneğimiz var. Tesisimiz oldu. Stat sorunu aşıldı. Umarım bir gün resmi ürün satılan mağazamız da olur. Yani demek istediğim bütün alt yapı sorunları nihayet giderildi. Hiç şüphem yok, takım bir gün hak ettiği yerlere yükselecek.
– Söyleşimize son verirken son düşünceleriniz nelerdir?
Öncelikle Taraftarlar Derneğimize bu röportaj için çok teşekkür ediyorum. Çok keyifli geçti. Uzak olsam bile İstanbulspor’lu arkadaşlarımla görüşüyor olmam beni mutlu ediyor. Derneğe başarılar diliyorum. En kısa zamanda görüşmeyi ümit ediyorum.
Biz teşekkür ederiz röportaj isteğimizi kırmadığınız için. En kısa zamanda derneğimize bekliyoruz. İnşallah bir şampiyonlar ligi maçında Bayern Münih’le eşleşir Münih’de de görüşürüz.
Deniz ve benim olduğum foto’da Almanya’dan gelen sırf geçmişte süper lig oynamış ve altliglere düşmüş takımların maçlarını izlemek için yola çıkmış gençler vardı o gün tesadüfen İstanbulspor’un maçının olduğunu öğrendip gelmişlerdi.