Hikayeyi biraz başa saralım.
2016 yılının Ekim – Kasım ayları…
TBL’ ye henüz yükselmiş bir takım üst üste 6 maçını kazanıyor, bütün basketbol camiasının ilgisini çekmeye başlıyordu. Sonraki dönem, Amerikan filmlerindeki gibi sportif mucize hikayesi olmasa da lige başarılı bir ısınma turuydu. Hakan Yavuz’un backroundu, küçük ama kendi içinde sıkı takipçileri olan basketbol medyasında İstanbulspor’un yer edinmesini sağladı.
Sonunda… Lige sımsıkı tutunan, rakiplerde saygı uyandıran bir takım yaratılmıştı.
Bu sene lige başlarken düşen bütçe, 12.-14.’lük arasına sıkıştırmıştı sezon sonu tahminlerini. Kabus gibi geçen ilk yarının son 6 haftası ve üzerine 2. devrenin başında üst üste 1’er sayıyla kaybedilen TED Ankara Kolejliler- Antalya maçları ve sonu getirilemeyen Bandırma Kırmızı maçları takımda ciddi bir özgüven kaybına neden oldu. Tek yabancılı bu dönem, tehlike çanlarının sesinin yakından gelmeye başladığı , hepimizin endişelendiği bir dönemdi.
Ligimizde daha önce Daçka, Giresun ve Afyon’dan çok yakından tanıdığımız Marcus Anthony Hall’ın katılmasıyla kelimenin tam anlamıyla sınıf atlayan bir İstanbulspor izledik ilerleyen haftalarda.
- haftada, birileri ‘İstanbulspor 8. sıradan playoff biletini alacak’ dese, gülüp geçerdik herhalde.
İlerleyen haftalarda playoff hedefi zikredilmeye başlandığında bile basketbolun içerisinde olanlar için ütopik olarak nitelendirilebilecek bir hedefti. Hakan Yavuz ve öğrencilerinin bu inancı ve kazanılan takım ruhu, yukarıdaki rakiplerin eşleşmek istemeyecekleri bir ekip oluşturdu. Aradaki farkı en iyi özetleyen maç , belki de ilk yarıda kendi evinde 36 sayı farkla yenildiği Selçuklu Belediyesi’ne karşı Konya’da kazanılan maçtı. Sonraki hafta, her ne kadar Dorobnjak’tan yoksun olsa da ligin en iyi takımlarından biri olan Bursa’ya karşı da iyi direnen bir İstanbulspor izledik. Gökhan atılmasaydı daha farklı bir sonuç çıkabilirdi.
Son hafta, liderliği dolayısıyla üst lige çıkmayı haftalar önce garantileyen Türk Telekom’a karşı net galibiyet ve playofflarda görece tercih edilebilecek Afyon eşlemesi…
Rakiplerimize kısaca değinirsek;
Eşleştiğimiz Afyon ligin değerli iki yabancısının yanı sıra, başta Hadi, Altan , Cevher gibi Süper Lig orjinli yerli oyuncularla önemli bir kadro kalitesine sahip. Geçen yıl kaçırdığı Süper Lig’e bu yıl kesinlikle çıkmayı hedefleyen bir takım. Özellikle uzun rotasyonunda rakibe göre dezavantajlı olsak da gününde bir Hall’a ve Smith’e eşlik edecek yerli katkısıyla Afyon’daki ilk maçtan çıkartılacak bir galibiyet turu getirecektir.
Burada bir parantez Gökhan Yazıcıoğlu için açmak istiyorum.Ligin ilk yarısında Bursa’da istediği süreleri alamayan oyuncu 2. yarıda İstanbulspor’un çıkışında önemli bir pay sahibi oldu. Seriye damga vurmasını beklediğim bir oyuncu. Rakibin başında ligin en genç ve tartışılan koçlarından biri var. Terazide bizim ise Hakan Yavuz gibi önemli bir artımız var. Afyon takım ve taraftar olarak üzerinde büyük bir baskı hissederek maça çıkacaktır.
İnternette yapılan anketlerde ilk turdaki en büyük sürpriz yapma adayı olarak gösterilen İstanbulspor’un bu eşlemeden galip çıkma şansı oldukça yüksek.
Bursaspor : Basketbolculuk dönemlerinden herkesin yakından tanıdığı Koç Şemsettin Baş 4 yıldır bu takımın başında. İnanılmaz coşkulu bir seyirci topluluğu önünde oynayacaklar ve bu taraftar grubu futbol kökenli de olsa rakibi ve hakemi kolaylıkla baskı altına alabiliyor. Ligi, Telekom’un ardından 2.sırada bitirdikleri için tüm eşleşmelerde saha avantajı onlarda olacak. Kendi seyircileri önünde kaybetmeyeceklerine inanıyorlar ve bu durumda sadece içerideki maçları alsalar bile Süper Lig’e çıkmış oluyorlar.
TBL’de bir takımın ertesi yıl yabancılarını aynen tutmasına alışık değiliz ama Bursa 2 yıldır , ligi domine eden Karlo Vragovic ve Dejan Borovnjak gibi 2 Avrupalı oyuncuya sahip. Yerli rotasyonunda Can Özcan, Tuğberk Gedikli, Erdem İlter ve özellikle son haftalardaki artan formuyla geçen yıl İstanbulspor formasıyla izlediğimiz Mustafa Baki Görür sorumluluk alan oyuncular. Geçen yıl takıma çok önemli katkılar veren Şahin Ekmen gibi atıcı ,atlet bir 3 numarayı bu eşleşmelerde arayabilirler.
Bahçeşehir Koleji: Ligin başında Türk Telekom ile birlikte tartışmasız favorilerdi. Ancak bu lig için yıldızlar topluluğu kurmak yeterli olmadı, takım olmayı bir türlü başaramadılar. Kerem Gönlüm, Ümit Sonkol, Hakan Yapar, Evren Büker gibi yakından tanınan ve takımlarını lig çıkartmış oyunculara sahipler ve playofflarda bu tecrübe onları süper lige yaklaştırabilir.
Selçuklu Belediye: Ligin başarı / kadro kalitesi oranı en yüksek takımı. Fran Pilepic gibi neredeyse % 50’lik olağanüstü üçlük yüzdesine sahip bir oyuncuları var. Yabancılarına eşlik edecek, aslında geçmişte kendisinden Türk Basketbolu adına çok şeyler beklediğimiz İzzet Türkyılmaz’ın katkısıyla sürpriz arayacaklardır.
Antalyaspor: Ligin formda takımlarından biri. Bahçeşehir eşleşmesine saha avantajıyla çıkacaklar. 2 Amerikalının yanısıra Türk statüsünde oynayan Valantin Pastal , en önemli artıları.
Bandırma Kırmızı: Türk Basketboluna katkıları kesinlikle yadsınamayacak Banvit’in 2. takımı. Önümüzdeki yıllarda önemli yerlerde izleyeceğimiz genç Türk oyunculardan ciddi katkı alıyorlar. Daha önce Süper Lig’de iki kardeş takımı birlikte izlemiştik ancak stratejilerinin tekrar üst lige çıkmak olacağını düşünmüyorum.
Sonuç olarak belirtmem gereken önemli husus ; her ne kadar kan, ter gözyaşı, takım ruhu edebiyatı yapsak da basketbolda bütçe yeter şart olmasa da gerek şart. Futbolda bir alt küme takımı gününde olursa ve şansı yaver giderse üst ligdeki takıma kök söktürebilir ancak basketbolda bu senaryo imkansıza yakın. Yakın kalitelerde, özellikle kısa serilerde her zaman sürpriz şansı var. Rakibimizin net favori olmadığı Afyon serisinden çıkabilirsek üst turdaki rakibimiz Selçuklu – Bandırma eşleşmesi olacak ki, ikisi de sezon içerisinde kazanmayı başardığımız rakipler. Statüde değişiklik olmamışsa ev sahibi avantajı da bizde olacak. Bursa’nın serilerde alacağı muhtemel seyircisiz oynama cezalarıyla Bursaspor – İstanbulspor finali hayali çok uzak değil.
Bahçeşehir Koleji, Afyon ve Bursaspor lige çıkmayı çok isteyen takımlar.
Bahçeşehir’in çıkamaması durumunda , 2.Acıbadem vakası olarak kapatması ya da küçülmesi ihtimal dahilinde. Afyon’un da bilindiği kadarıyla son kurşunu atılmış durumda. Bursaspor’un da yönetim kaosu ve batık kulüp bilançosuyla gelecek yıl bu bütçelere yaklaşması zor gözüküyor. Diğer takımlar arasından da geçmiş yıllarda gördüğümüz Tofaş- Daçka – TT gibi ligi domine edecek bütçeli takımların çıkması zor gözüküyor.
Son 3 yılda TBL’den Süper Lige yükselen 6 takımdan 5 tanesi kalıcı olmayı başardı. Düzgün yönetilen bir yapı ile üst ligin gelirleri ile TBL bütçesini harcayarak düşmeyecek bir takım rahatlıkla kurulabiliyor.
Umarım o sene bu sene olur.
Ama olmazsa seneye çok önemli bir sene…
Burak Ütücü
Yazar Hakkında
Burak Ütücü 1981 yılında Bursa’da doğdu. 1992 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nin kapısından adım attığı günden beri, Sarı- Siyah’ın önüne hiçbir renk koymadı. Otomotiv sektöründe uzun yıllardır çalışıyor ve Uludağ Üniversitesi’nde devam eden doktora çalışması var. Geçmiş yıllarda İstanbulspor’da yönetim kurulu üyeliği ve basketbol şube sorumluluğu görevlerinde bulundu. Aynı zamanda, As Tv ve Bursaspor TV’de yayınlanan basketbol maçlarına canlı yayında yorumcu olarak destek verdi.