Cem Uzan

60’lı yıllarda müteahhitlik yaptığı bilinen Kemal Uzan, ilk olarak Türkiye’de birkaç ihale alarak büyümeye başlamıştır. Ardından Libya ve Suudi Arabistan’daki ihaleleri alarak kâr marjı daha yüksek işlerle güç kazanmıştır.

Kemal Uzan, Yeni İstanbul gazetesini alarak medyanın gücünü keşfettiğinde, dönemin en iyi yazarlarını transfer edecek ve medya alanına daha çok yatırım yapacaktı…

Kemal Uzan, Basında belli bir gücü yakalamasının ardından iki bankayla finans sektörüne, birçok çimento fabrikasıyla üretim sektörüne ve barajlar ile enerji sektörüne giriş yaptı. 80’lerin sonlarına doğru, Uzan ailesi tüm bu farklı sektörlerdeki etkinliği ile hızla büyüdü…

Hikayemizin esas oğlanı Cem Uzan hakkında bilgiler verelim biraz.. Boşnak bir aileden gelen Cem Cengiz Uzan, 20 Aralık 1960 tarihinde iş insanı Kemal Uzan ve Melahat Uzan’ın çocuğu olarak Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde doğdu.

İstanbul Alman Lisesi’nde eğitim gören Cem Uzan’ın disiplinli bir öğrenci olduğu bilinmektedir.  Buradan mezun olduktan sonra üniversite eğitimini işletme üzerine ABD’de aldı.

Tüm Türkiye’nin Cem Uzan ile tanıştığı yıllara gelelim şimdi de.. Star TV, Lihtenştayn’da 50.000 İsviçre frangı sermaye ile 1 Mart 1989’da kurulmuş bulunan Magic Box Incorporated AG adlı şirket tarafından Türkiye’nin ilk özel televizyon kanalı olarak, Star 1 adı ile kuruldu.

Ortakları arasında Cem Uzan ve Turgut Özal’ın büyük oğlu Ahmet Özal bulunuyordu. Ancak o dönemde özel TV’ler yayına başlamamıştı, gerekli altyapı ve yasal prosedür yoktu…

Uzan bu hamle ile bir nevi risk aldı, ancak 3517 sayılı yasayla TRT’nin radyo-televizyon vericileri önce PTT’ye, oradan da Star 1’e devredildi. Türkiye’de yeni bir dönem başlıyordu, yeni bir isim yükseliyordu…

Uzan ailesinin bankacılık, inşaat ve enerji alanındaki yatırımları bulunuyordu. Ancak 90’larda bu ağırlık merkezi radyo ve TV’ye kaydı…

Süper FM, Kral FM, Metro FM ve Joy FM ile radyo alanında, Star TV, TeleOn, Kanal 6 ve Yeşilçam TV ile TV alanında faaliyet gösteren Uzan, 1994 yılında Türkiye’nin ikinci GSM operatörü olan Telsim’i kurdu.

Uzanlar için 1990’lı yılları yükseliş dönemi olarak değerlendirmek yanlış olmaz. On yıl boyunca Uzan Grubu, hemen her alanda birçok şirket kurarak Türkiye’nin en büyük gruplarından biri olmuştur. Artık Cem Uzan’ın adı baba Kemal Uzan’ın adının önüne geçmiştir.

Uzan ailesi 1990’lı yıllarda gerek özel gerek kamuya ait olsun satılan her şirkete alıcı çıkıyordu. Ancak Uzanlar’ın asıl ilgi odağı özelleştirme kapsamındaki şirketlerdi…

Demirel döneminde özelleştirme ihalelerinin gediklisi olan Uzanlar, Trabzon , Gaziantep, Urfa, Bartın Çimento fabrikalarını satın aldılar. Asıl çıkışlarını ise Koç ve Sabancı Holding’in de alıcı olduğu Çukurova ve Kepez Elektrik’in hisselerini satın alarak gerçekleştirdiler.

Çukurova Elektrik’in (ÇEAŞ) devlete ait yüzde 11.25’ini, Kepez Elektrik’in ise 25.39’unu satın alan Uzan Grubu, yıllık net kârı 500 milyar olan şirketin yönetimini ele geçirmek için harekete geçti..

Para karşılığı hisselerin vekâletini toplamaya başladılar. Uzanlar, küçük hisseleri toplayarak hissedarlık oranlarını yüzde 11’den yüzde 60’lara çıkardılar. Hisselerin vekâletlerini toplarken “Şirketleri daha iyi yönetip, ortaklara daha çok kazandıracağız” sözü veriliyordu..

Ancak yönetim Uzan ailesine geçtikten sonra hissedarların beklentileri gerçekleşmedi. Uzan grubu ile Sabancı grubu karşı karşıya geldi. Kavga Sabancılar’ın ÇEAŞ’taki hisselerini Akbank kanalı ile Adabank’a satması ile bitti.

Türkiye’de demir çelik sektörünün ilk özel kuruluşu olan Metaş’taki kamu hisseleri de o yılın nisan ayında 57 milyon 900 dolara Uzanlar’a ait Rumeli Çelik’e geçiyordu..

Uzanlar’ın, Özelleştirmeden aldığı bir diğer şirket de Türk Otomotiv Endüstrisi (TOE) olmuştur. Sadece arazisine 500 milyar lira değer biçilen TOE, 242 milyar liraya satın alan Uzan ailesi Başbakan Demirel’in sözüne karşın 450 işçinin iş akdini feshetti.

Borçları nedeniyle icralık olan Türkiye’nin en büyük alüminyum üreticisi şirketlerinden Nasaş’ı açık arttırma da 1 trilyon 1 milyar liraya Uzanlar’a ait İmar Bankası satın aldı.

Şirketlerinin sayısını 128’e çıkartan ve Türkiye’nin en büyük grupları arasına sokan Cem Uzan, en büyük tutkularından biri olan futbol alanına da el attı. 1992 yılında Emin Cankurtaran’dan İstanbulspor’u satın alan Uzan, takımı birinci lige çıkarmak için büyük paralar döktü.

Ancak asıl amacı olan Galatasaray Kulüp Başkanlığı’nı elde etmek bir yana kulüp üyeliğinden de çıkarıldı. 1993 yılında Uzan grubu, PTT’nin mobil ihalesine girmeden ihaleyi kazanan firmalarla ortak şirket kurarak santrallerin yapım ve işletmesini üstlendi.

İhaleyi kazanan konsorsiyumdaki şirketler santral yapmak ve işletmek amacıyla kurdukları şirkete Uzanlar’ın Rumeli Holding’ini ortak aldılar. 10 milyar lira sermayeli “Telsim” şirketinin yüzde 49 ile en büyük hissedarı Rumeli Holding oldu.

1993 yılında iktidarda olan DYP-SHP koalisyon hükümetinde bankalardan sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller, yolsuzluklardan sorumlu Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu’na gönderdiği raporda İmar Bankası’ndaki usulsüzlüklere dikkat çekiyordu..

20 Ocak 1992 tarihli Bankalar Yeminli Murakıpları’nca hazırlanan raporda banka kredilerinin neredeyse tamamına yakınının düşük faizle grup şirketlerine verildiği banka yönetimindeki üç kişiye usulsüz kredi açıldığı, bilançoda sahtecilik yapıldığı, ailenin banka mallarını üzerine geçirdiği, Adabank’ta da benzer şekilde Uzan ailesine teminatsız krediler verildiği iddialarına yer veriliyordu..

Yine aynı yıl, aile Süper Oto Şirketi’nin yurtdışından ithal ettiği SEAT otomobilleri için 25 milyar lira vergi kaçırmakla suçlandı. Ancak tüm suçlamalara karşın hükümet Uzan ailesi üzerine gitmedi ya da gidemedi..

2000’ler, ailenin bütün kazanımlarını bir bir kaybettiği ve sonu firarla sonuçlanan kâbus dolu bir dönem oldu. SPK 2000 yılında Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik’i incelemeye aldı. Çünkü bir yıl öncesine kadar kâr eden şirketlerin o yılki bilançolarında zarar gözükmektedir.

Bu şirketlerin kaynaklarının gruba ait zarar eden şirketlere aktarıldığı, şirketin yüksek miktardaki nakit parasının Uzan grubuna ait İmar Bankası’na düşük faizle yatırıldığı buna karşılık yatırım ve cari harcamalar için nakit ihtiyacı olduğunda ise yine grup bankalarından yüksek faizle kredi kullandırıldığına dikkat çekiliyordu. ÇEAŞ’tan değişik yöntemlerle grup şirketlerine milyonlarca dolar aktarıldığının saptandığı belirtiliyordu.

Kârlı bir şirket olan ÇEAŞ, her yeni şirket alımında Uzanlar için bir nevi banka işlevi gördü. Çimento fabrikalarının alımında olduğu gibi Telsim’in kuruluşunda da bu şirketten kaynak aktarıldı. Karşılığında Telsim’in yüzde 15 hissesi ÇEAŞ’a devredildi..

Sözleşme gereği ÇEAŞ, faaliyet alanı dışındaki alanlarda yatarım yapamazdı. Usulsüz bu işlemler nedeniyle SPK, şirket yönetimi için yirmiyi aşkın suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurularından beşi için dava açıldı

1 Temmuz 2000 tarihinde Çukurova ve Kepez Elektrik’in merkezi, mali polis tarafından basıldı ve belgelere el konuldu. Ayrıca Çukurova ve Kepez Elektrik ile Metaş Metalürji A.Ş’nin borsadaki işlemleri geçici olarak durduruldu

Özelleştirmeden alınan beş çimento fabrikasının hisselerinin Çukurova Elektrik’e devredilmesinde ve grup bankalarından kullandırılan kredi hesaplarındaki usulsüzlük tespit edilerek 15 milyar 600 milyon lira ceza kesti.

Antalya Sulh Ceza Mahkemesi’ne açılan davada da Kepez Elektrik A.Ş’nin ortağı Kemal Uzan’ın alım satım işlemlerini borsada tescil ettirmediği ve istenen belge ve bilgileri SPK’ye göndermediği gerekçesiyle Kemal ve Yavuz Uzan hakkında iki yıla kadar hapis ceza isteniyordu…

Ancak Uzan kardeşler, ÇEAŞ ve Kepez Elektrik yönetim kurularının kararlarına “muhalif kaldıkları” için ceza almaktan kurtuldular.

Vergi borcundan dolayı Kepez Elektrik’e 2001 yılı Ocak ayında 16.6 trilyon liralık haciz geldi. Aynı yıl Berke Barajı’nın ana inşaatını yapma işini üstlenen İtalyan İtalstrade de işi bırakma kararı aldı. Berke Barajı’ndaki gecikme nedeniyle oluşan zarar 40 milyon dolardı..

1999 yılında Uzan ailesi içinde de sorunlar başlamıştı. Rumeli Telekom’un başkanı Kemal Uzan, istifa etmediği halde oğlu Hakan Uzan tarafından etmiş gibi gösterildiği iddiasıyla dava açtı.

Telsim’in borcunu ödemediği gerekçesiyle 2001 yılında Motorola, New York Borsası’na “Telsim borcunu ödemiyor” bildiriminde bulundu. Motorola, Inc, iki milyar dolar borcu olan Telsim’in mevcut hisse sayısını arttırarak şirketlerinin payını yüzde 66’dan yüzde 22’ye indirdi.

Bu arada Nokia firması da Telsim’den 240 milyon dolarlık borcunu alamadığı için Motorola gibi ABD’de dava açtı. Motorola’ya olan 2 milyar dolarlık borcunu ödemeyen Uzan ailesi için ABD yönetimi resmi olarak devreye girdi.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman, Türkiye ile resmi düzeyde temasa geçerek bu sorunun Türkiye’nin uluslararası mali itibarını etkileyeceği uyarısında bulundu…

Nokia, Uzanlar aleyhine açtığı davayı kazandı ve alacağının 25 milyon Avro’luk bölümünü tahsil etti. Motorola da Uzanlar’ın Londra ve New York’taki ev, helikopter ve yatlarına el konması için harekete geçti. Uzanlar’a ait 2 uçağa Paris ve Berlin’de el konuldu.

Gelelim büyük kırılmaya… Cem Uzan, grubun 46. yıl kutlamaları nedeniyle Türkiye çapında geziler yaparak ülke sorunları hakkında uzun konuşmalar yaptı. Konuşmalarında popülist milliyetçi söylemle kitlelerin karşısına çıkan Uzan, kuracağı partinin alt yapısını hazırlıyordu.

Motorola ve Nokia davası ile ilgili aleyhte haberlerin her gün rakip gazetelerde manşetleri süslediği 2002 Temmuz’unda Cem Uzan, siyasete gireceğini açıkladı. Birkaç gün sonra da grubun gazetesi Star’da logosuyla birlikte Genç Parti’nin kuruluşu açıklandı.

Partinin kuruluş sürecinde, Uzan kardeşlerin Ürdün vatandaşı olduğuna ilişkin belgeler basında yer aldı. Partinin aşması gereken bir handikap vardı. Seçim kanununa göre, bir partinin seçime katılabilmesi için toplam şehir sayısının yarısında örgütlenmiş olması gerekiyordu.

Genç Parti’nin 40 ilde örgütlenmesi yoktu. Bir partiyi ele geçirip adını Genç Parti olarak değiştirmek gerekiyordu. Aranan parti bulundu. 1992 yılında Hasan Celal Güzel’in kurduğu Yeniden Doğuş Partisi, Cem Uzan’ın operasyonuyla ele geçirildi…

Genel kongrede partinin amblemi ve adı değiştirilerek Genç Parti’ye dönüştürüldü. Hasan Celal Güzel, eski partililerini “partiyi para ve hediyeler karşılığında Genç Parti’ye satmak” ile suçladı. Genç Parti 12 Ağustos 2002’den itibaren seçim mitinglerini başlattı…

Pringlesli dönerli pilavlı ikramların yapıldığı mitinglerde Cem Uzan’ın vaadleri epey konuşuldu. Uzan KDV’yi sıfıra indireceklerini, mazotu 1 liraya satacaklarını, üniversite sınavlarını kaldıracaklarını, ev ve arabası olmayanlara düşük faizli kredi vereceklerini söylüyordu.

Toplam 147 miting yapan Uzan’ın konuşmaları sahibi olduğu Star Gazetesi ve Star tv’den duyuruluyordu. RTÜK, Star, Starmax ve Kanal 6’ya beş gün yayın durdurma cezası verdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonucunda Genç Parti’nin aldığı yüzde 7.2’lik oy oranı herkesi şaşırttı.

Ancak bu sonuç her ne kadar ciddi bir başarı olsa da, barajı geçmek için yeterli değildi. Sert bir muhalefet yapan Uzan, muhalefet topuna girmişti ve 3 Kasım 2002’nin ardından zor günlerle karşılaşacaktı..

Cem Uzan, seçim sonrasında da mitinglerini sürdürdü. Ancak 2003 tarihinde beklenmedik bir gelişme oldu. Çukurova ve Kepez Elektrik’e el kondu. Bu iki şirkete el konması Berke Barajı’nın da Uzanlar’ın elinden çıkması anlamına geliyordu…

Enerji Bakanlığı’nın bu iki şirkete el koyma gerekçesi, sözleşme hükümlerinin sürekli ihlal edilmesiydi. Uzan’a göre el koyma kararı tümüyle siyasiydi. Ertesi gün Uzan’ın gazetesi Star, Başbakan Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Gücün buna mı yetiyor Kalleş?” manşeti ile çıktı.

Uzan’ın Başbakan’a sözleri giderek ağırlaştı. 13 Haziran 2003’te Bursa mitinginde Erdoğan’a, “Ey kalleş adam, sana tapulu malım olan ÇEAŞ ve Kepez’i yedirirsem bana da adam demesinler. Sende Allah korkusu kalmamış, sen Allahsız olmuşsun, Allahsız herif!” diye sesleniyordu.

Bu arada grubun bankalarında mevduatlar hızla çekilmeye başlanmıştı ve bankalar da ciddi sarsıntı geçiriyordu. 4 Temmuz 2003’te BDDK, İmar Bankası’na, 23 gün sonra da Adabank’a el kondu. BDDK, bundan sonra da Uzanlar’ın mallarına ve banka hesaplarına tedbir kararı aldırdı…

Bir ay sonra ise Uzanlar’ın ev ve ofisleri, yazlıkları ve çiftliklerine baskın düzenlendi ve baba Kemal Uzan, küçük oğlu Hakan, Yavuz ve Bahattin Uzan hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Ancak Kemal ve Hakan Uzan, çoktan sırra kadem basmıştı…

BDDK Başkanı Engin Akçakoca, İmar Bankası’nda resmi ve gayri resmi kayıtlar olduğunu, bankanın resmi makamlara bildirilen 750 trilyonluk mevduatın aslında daha büyük olduğunu açıkladı. Uzanlar’ın malları TMSF’ye devredilerek açık arttırma yoluyla satıldı…

Yurtdışına çıkış yasağı bulunan Cem Uzan, hükümetle anlaşma yolları aradı, ancak umduğunu bulamadı ve hakkında açılan davaların aleyhine sonuçlanacağını öğrenince, Şeker Bayramı’nda o da Fransa’nın yolunu tuttu. Böylece Uzan hanedanlığı çökmüş oldu..

60’lı yıllarda ticarete başlayan aile pek çok farklı sektöre giriş yapmış. Çoğu sektörde öncülük etmiştir. Fakat şirketlerdeki usulsüzlükler, Cem Uzan’ın siyasi hayatı aileyi çöküşe sürüklemiştir.

 

One thought on “Cem Uzan

  1. Sayın Uzan bizler ÇEAŞ Hisse senedi mağdurlarıyız . Sayenizde her şeyimizi kaybettik. Zaman zaman röportajlarınızda davaları kazanacağız diyorsunuz haklarımız mezarda gelecek. Lütfen bir yanıt verirmisiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir