Hayat hikayesi mafya-asker-futbol üçgeninde geçen Turan’ın yaşadıkları polisiye romanlarını aratmayacak cinsten.
Kendi stilini anlatırken “Yere çok sağlam basardım. Allah vergisi çok çabuk hızlanıp, birdenbire durabilirdim” diyor. Onun adını anarken, gözümüzde canlanması gereken ilk figür, beş-on metrede bir durup aniden patlayıcı deparlar atan bir futbolcu figürü olmak zorunda. Elbette ki başka özellikleri de var. Mesela Coşkun Özarı, duran toplardaki ustalığı ve efendiliğinden bahsederken, bir sezon onunla oynama fırsatı bulan Müjdat Yetkiner ise sert şutlarını da es geçmemiz konusunda uyarıyor onu izlemeyenleri. Belki yeterince açıklayıcı olmamıştır çekingesiyle şu dipnotu da verelim; Cemil Turan öyle bir yetenektir ki, efsane Metin Oktay “10 numara senin” deyip onu yazlığında saklayarak, futbolcu kaçırmaları devrini açmıştır. Ama gelin, biz hikayenin en başına dönelim…
Cemil Turan, aslen Rizeli bir ailenin 26 Şubat 1947 gününde İstanbul’da doğan çocuğu olarak futbola Rumeli Kavağı’nda başladı. Bir gün imtihana katılmayıp okulu kırdı ve Sarıyer’in seçmelerine girdi. Daha ortaokula gidiyordu. “Bir kişiye çalım atmak için beş ağacı geçmek zorunda kalırdım” diyor sokak arası maçlarını anlatırken. Sarıyer yöneticileri sokaktan gelen bu genci çok beğenmişti. Yine de henüz 15 yaşındayken A takıma yükselmesi ona da büyük sürpriz oldu. Çıktığı gibi teklifler almaya başladı büyük takımlardan. Sarıyer hepsini geri çeviriyordu. Başkan Cemil’i gözünün önünden ayırmıyordu. Bu sırada takipte olan isimlerden biri Metin Oktay’dı. Daha 17 yaşındaki Cemil’e “Bu 10 numara senin” diyordu. Fakat Sarıyer onu hiçbir yere bırakmıyordu… Cemil Sarıyer’le 200 maça çıkmış 103 gol atmıştı bile.
21 yaşına geldiğinde Metin Oktay’ın bekleyecek sabrı kalmamıştı. Hiç yapmadığı o şeyi yaptı ve Kilyos’ta karşılaştığı Cemil Turan’ı Mecidiyeköy’deki evine getirdi, sonra da Çeşme’deki yazlığına kaçırdı. 15 gün orada kalan hasta Fenerbahçeli Cemil, gönül verdiği takıma gitmek istiyordu. Metin Oktay havaalanında birini karşılamaya gittiği anda, Cemil otobüse atlayıp İstanbul’a döndü. Ben F.Bahçe’ye gitmek istiyordum; ama baba gibi sevdiğim Sarıyer Başkanı Selahattin abi ise İstanbulspor’a imza atmamı istiyordu. Sarıyer 10 dakika içinde onu İstanbulspor’a satmıştı bile. “Ağzımı bile açamadım, başkan Selahattin abiye saygım vardı” diyor o günü hatırlayan Cemil Turan.
O günden sonra İstanbulspor’da yeni bir yükseliş dönemi başladı Cemil Turan için. 142 maçta 47 gol kaydetti İstanbulspor adına. Kasapoğlu ve Alparslan ile beraber oynadığı bu senelerde çok başarılıydı. Ama onun Fenerbahçe aşkı sönmemişti. Gizli gizli Fenerbahçe Stadı’na gidip maçları izliyordu. Öyle hasta Fenerbahçeliydi ki “Fenerbahçe yenildiğinde ağlardım” diyor Cemil Turan…
1971 yılına gelindiğinde Cemil’i tekrar Galatasaray istedi. “Mukavelem bittiğinde konuşalım” demesine rağmen hala Fenerbahçe oynamayı arzuluyordu. Hem de talipleri arasında Arsenal de olmasına rağmen. Bu sırada dönemin “kabadayılarından” Sultan Demircan, Cemil’in Fenerbahçe’ye transferiyle ilgileniyor ve her gün girişimlerde bulunuyordu. İstanbulspor, Cemil’i Galatasaray’a vermekte diretince, silah bile çekilmişti bu yüzden. İstanbulspor başkanı Nirun Şahingiray’ı tehdit ettiği için Sultan Demircan hapse girdi…
Cemil ise Galatasaray’a gitmemekte inat etti ve Sultan Demircan’ın villasında saklandı bir dönem. Ardından antrenmanlara çıkmadı. 6 ay boyunca sadece bireysel olarak antrenman yaptı, futbol hayatını noktalamayı bile düşündü bu dönemde. Fenerbahçe asbaşkanı Emin Cankurtaran ise sürekli onu telkin edip “Futbol hayatın bitse dahi Fenerbahçe’de en iyi futbolcu ne transfer ücreti alıyorsa, ne prim alıyorsa sen de onu alacaksın” diyordu. Dönemin ünlü Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur sürekli araya girip İstanbulspor’a baskı yapıyordu. Bir gün Demircan’ı ziyarete gitti Cemil ve “Perşembe evden çıkma, seni arayacaklar” öğüdünü dinledi. Hem şehrisi Demircan içeride de boş durmamıştı, o gün transferi bitti Cemil’in…
Bu olaylı transfer döneminin ardından Cemil Turan’ın Fenerbahçe kariyeri başlamış oldu. 1 milyon 475 bin lira bonservis ödenen Cemil, Fenerbahçe’ye kazandırıldı. Türk futbolunda milyonların konuşulduğu ilk transfer oldu bu. Didi de geldiği gibi hayran olmuştu zaten Cemil Turan’a. “Ben ona aşık olmuştum, o da bana” diyor Turan. İlk maçı Galatasaray’a karşıydı. Transfer olur olmaz, ilk 11’de çıktığı maçta bir de gol atıp ilk maçında “Gerçek Fenerbahçeli” olduğunu kanıtladı Cemil.
İlk sezonunda Fenerbahçe, Galatasaray’ın arkasında kaldı ve ikinci oldu. Fakat Cemil attığı goller ve dönemin Bay Gol lakaplı oyuncusu Osman Arpacıoğlu’na yaptığı asistlerle takıma çok faydalı oldu. Bu dönemde UEFA Kupası’nda oynanan Arges Piteşti maçından sonra Ştefan Kovacs, “Fenerbahçeli Cemil Turan’ı çok beğendim. Keizer’in yerine düşünebilirim” bile diyordu.
1973-74 sezonunda ise Fenerbahçe iyi bir sezon geçirdi ve Beşiktaş’ın üç puan önünde şampiyonluğunu ilan etti. Cemil yine çok iyi oynamış ve hatta attığı 14 golle Gol Kralı olmuştu. Bu performansı bir sonraki sezon için ona kaptanlığı getirmişti. Didi fırtınası sürdü. Brezilya tipi futboluyla öne çıkan Fenerbahçe tarihin en önemli kadrolarından birine sahip olmuştu.
Cemil Turan bu dönemde de gollerinden fazla asistleriyle öne çıkıyordu aslında. “Ben gol atmaktan çok attırırdım. Oyun karakterim buna daha yakındı. Bizim zamanımızda gol atmak da çok kolay değildi. Takımların 10 kişiyle savunma yaptığı olurdu. Sahalar çok kötü, topa bir vuruyorsunuz sekip başka yere gidiyor… Çok fazla da kasap futbolcu vardı” diyor.
Bu sırada Anadolu devrimi kapıdaydı. 1975-76 ve 76-77 sezonlarında Trabzonspor şampiyonluğa ulaştı. Fenerbahçe iki sezon da ikinci sırada yer almış, üçüncü sezondaysa araya girerek bu sefer Trabzonspor’u geçerek şampiyon olmuştu. Bu dönemde Fenerbahçe, PSV ile eşleşmiş, Cemil bir de resmi teklif almıştı.
Fenerbahçe’yse onu satma niyetinde değildi…
Trabzonspor şampiyonluğuyla geçen iki maçın ardından sıra o meşhur sezona geldi. Sezonun sondan bir önceki maçında Fenerbahçe’nin ikinciliği garantiydi, Galatasaray ise küme düşme hattında yer alıyordu. İki ezeli rakip karşılaşıyordu. Fener kazanırsa Cimbom küme düşecek. Cemil kaleciyi de geçiyor ama topu dışarı atıyor ve maç 0-0 bitince Galatasaray kümede kalmak için rahatlıyordu. O golü bilerek mi kaçırmıştı? “Hayır” diyor Cemil Turan. “İsteksiz oynadığımızı kabul ederim ama o vuruşu gol olacağını düşünerek yapmıştım.”
Bu hatıranın ve olaylı dönemin ardından 33 yaşında futbolu bıraktı Cemil Turan. Son sezonunda Ziya Şengül onu takımdan uzaklaştırmak istemişti. Devam etmesini isteyen yeni antrenör Rausch’a “Çocuklarımın üstüne yemin ettim, dönemem” diyordu. Aynı sebeple Cosmos’un teklifini de geri çeviriyordu… Milli takım ise başarısız olduğundan dolayı hiçbir kupaya katılamadı. Ama Cemil Türkiye’nin Sovyetler Birliği, İsviçre, Polonya, Cezayir ve özellikle de üç gol attığı 5-2’lik Bulgaristan zaferlerinde yer aldı ve katkıda bulundu. Özellikle Bulgaristan maçında, dış basın tarafından Türk Pele olarak anılması boşuna değildi. Bir kere bile sarı kart görmedi kariyeri boyunca…
Turan futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığı denemedi hiç. Bu dünyada entrikalar olduğuna inanıyordu ve o da eyvallahı olmayan bir adamdı. 10 sene futbola sadece seyirci kaldı. Bu durumu kendi sözleriyle şöyle açıklıyor: “O dönem Türk teknik direktörlerine kızdım. Belirli kişiler vardı ve olay aynı kişilerin etrafında dönüyordu. Hiçbir zaman gelecek genç insanlara yer açmadılar. Bir hegemonya kurdular. ‘Sistem buysa, yerin dibine batsın’ dedim ve spordan çekildim. Bir tek, çok sevdiğim arkadaşım Serkan Acar ile gidip oturup konuşurdum. Yıllarca futbolla tek bağlantım Serkan Acar’dı.”
Yine de Fenerbahçe ile olan ilişkisi kesilmedi, o taraftarın efsanesiydi. 1993-94 sezonunda Fenerbahçe Futbol Şube sorumlusu, 1994-95 sezonunda İdari Menajer oldu. 95 yılından 99 yılına kadar altyapı koordinatörlüğü görevini üstlendi. Daha sonraysa pek çok görevde bulundu yönetimde. Hatta şike skandalı sırasında hapis yattı ama daha sonra beraat etti. Şimdilerde futboldan uzak durmaya çalışsa da İstanbulsporluların ve Fenerbahçelilerin hafızasından uzak durmayı beceremeyecek bir figür Cemil Turan…
Kaan Kavuşan
cemil turan benim çocukluk ve delikanlılık yıllarımda hayran olduğumu tek oyuncuydu…hala da öyledir…rıdvan dilmen de çok süperdi ama cemil turan bambaşkaydı…
Cocuktum köyümüzde ozamankar TV yoktu ve Denizliye akrabalarima gittim ogün FB maci vardi Tv de mac vaedi sipiket Cemil turan diye bagiriyordu ve ogün Bugün FB li olarak kaldim ve hic takim degistirmedim. Yenilsede yensede Hep FB li olarak kaldim . FB. Adam gibi afamlarin takimidir . Saygilar .Almanya
cemil agabeyı dunya gozuyle gorup elını opmek ıserdım bes dakıka olsun kendısını nasıl gorebılırım.