İstanbulspor Genel Menajeri Eren Mert’e, İstanbulspor hakkındaki güncel soruları, arkadaşımız Fatih Kolukısaoğlu sordu. Dün instagram üzerinden gerçekleştirilen bu röportajı sıcağı sıcağına paylaşıyoruz.
-Özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz biraz? Sizi tanımayan ya da az tanıyanlar için sizi bir tanıyalım.
1983 İstanbul doğumluyum. Üsküdar’da doğdum. Lise ve orta okul hayatımı Koç Lisesinde daha sonrasında üniversiteyi de Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde bitirdim. Daha sonra yani eğitim hayatımdan bahsetmek gerekirse Johan Crujff Enstitüsünde futbol yöneticiliği sertifikam var. Daha sonra yine UEFA’dan futbol yöneticiliği sertifikam var. Şu anda da artık sonuna geldiğim yüksek lisans var Bahçeşehir Üniversitesinden spor yöneticiliği. Tezi yazdık, mezun olmayı bekliyoruz. İş hayatı olarak da ilk önce Karabükspor’da başladım kulüplerde çalışmaya. Orada hem tercüman hem de genel menajer yardımcısıydım. Ondan sonra Adanaspor’da bir 3.5 yıl civarı çalıştım. Şimdi de 3 yıldır İstanbulspor’dayım genel menajer olarak.
-İyi ki de bizimle berabersiniz.
Sağ olun teşekkür ederim.
-Peki şu an çalışmalar nasıl devam ediyor takım toplandı bir araya geldi.
7 Mayıs gibi COVID-19 testi yaptık. Bütün takım negatif çıktı. Ve çalışmalara başladık. Çünkü bize daha önce söylenen 12 Haziran’da başlayacağı idi ligin. 1 ay kaldığı için de liglere çalışmalarımıza başladık. Daha sonrasında 19 Haziran’a ertelendi lig. Tabi bu bizim için pek bir şey değiştirmedi 1 haftalık bir erteleme oldu. Şu anda çalışmalarımız devam ediyor ve ilk bölümünü tamamladık Fatih Tekke ve hocalarımız yönetiminde. Bayram için 2 günlük bir aramız olacak yarın ve bayramın 1.günü olarak. Takım tekrardan bayramın ikinci günü toplanacak. Ve çalışmaların ikinci bölümüne geçeceğiz. İlk bölümünde daha çok sosyal mesafeye dikkat ederek kondisyon yükleme amaçlı antrenmanlardı. Ama artık lige de kalan süre azaldığı için daha daralan çalışmalar, daha fazla topla çalışmalar yapılacak. Buna da pazartesi günü başlayacağız. Daha sonrasında zaten lige kadar bu şekilde devam edecek full tempo olarak.
-Peki liglere ara verildikten sonra tesislerde ne gibi hazırlıklar yapıldı bu boşlukta?
Bize gönderilen ve Federasyon tarafından da açıklanan bir futbola dönüş öneri protokolü var. Orada yazan şeyleri daha çok uygulamaya çalıştık. İşte kapıda ateş ölçme olsun, tabi ki dezenfektanlarla kulübün temizliği olsun, yine dezenfektan ve maske kullanımı burada çok önemli tabi ki sosyal mesafe de çok önemli. Kulüpte özellikle yemek bölümlerinde, diğer bölümlerde böyle hep sosyal mesafeye dikkat edecek şekilde konumlandırdık sandalyeler olsun, masalar olsun her şekilde. Ve tabi ki temizlik olsun, diğer türlü dezenfektanlarla birlikte kulübün temizliği olsun daha dikkatli bir çalışma yapıldı. Şu anda da bu şekilde devam ediyor. Çok şükür pozitif vakamız yok. İnşallah da olmaz. Şu anda bir sıkıntı yok, devam ediyoruz. Tabi kişisel olarak daha büyük görevler düşüyor çünkü tam olarak bir kamp ortamı sağlayamıyoruz. Herkes tesiste kalamıyor bu dönemde kimileri ailelerin yanına gidiyor.
Ondan dolayı herkesin bir kişisel sorumluluğu da var. Herkes de uyuyor bu sorumluluklarına. Maskesiz dışarı çıkmama gibi. Antrenman hariç tabi antrenmanda maskeyle çıkma gibi durumu yok futbolcuların.
-Peki buraya gelmeden önce futbolcuları nasıl kontrol ettiniz?
Bir WhatsApp grubumuz var. Buradan hocalar çalışmalar gönderdi gerek video olsun gerek görsel olarak. Zaten evden çalışma şeklinde sürdü bu. Mayıs ayına kadar yaklaşık 2 ay bir ara oldu neredeyse. Bu döneme takımla çalışmak gibi olmaz ama en azından yağlanma kilo alma gibi sorunları olmasın diye bu şekilde evden çalışmaya devam etti futbolcularımız. İletişimimiz de hep bu grup üzerinden oldu zaten.
-Sağlık personellerinize bir takviye yaptınız mı?
Sağlık personelimiz yeterliydi zaten. Doktorumuz var bir tane o bu süreçte etkin rol oynuyor. Yine iki tane masörümüz var. Bir tane fizyoterapistimiz var. Şu an için öyle bir sağlık çalışanı almadık. Devam ediyoruz bu şekilde.
-Biraz da senin hakkında sorular sorayım İstanbulspor maceran nasıl başladı biraz da ondan bahseder misin?
Adanaspor’dan artık ayrılma durumum vardı. Zaten Adanaspor ile İstanbulspor’un arasında geçmişten gelen bir kardeş takım durumu var. Başkanlarda çok iyi dostlar yani bizim başkanımız Ecmel Faik Sarıalioğlu ile Adanaspor başkanı Bayram Akgül çok iyi dostlar. Ben daha öncesinde Adanaspor başkanı Bayram Akgül’e söylemiştim hani ben artık çalışmayacağım, yani farklı bir yerde çalışmak istiyorum diye. O da sağ olsun oradan ayrılmama rağmen benim hakkımda iyi bir referans oldu Ecmel başkana. Bu şekilde de görüşmeye çağırdılar beni zaten o dönemde İstanbulspor’un 2.Lig’de şampiyon olup 1.Lig’e yükseldiği bir dönemdi. Böyle başladı, iyi de oldu. Şu anda da çok mutluyum İstanbulspor’da olduğum için.
-İstanbulspor’la Adanaspor arasında farklar nedir? Bunu rahatlıkla soruyorum çünkü kardeş takımımız olduğu için sorun olmayacağını düşünüyorum.
Benzerlikler çok bir kere ikisi de Anonim Şirketi. İkisi de bir aile şirketi aslına bakarsanız. Tabi farklılıklar var yani Adanaspor’da belki birazcık daha fazla taraftar olabilir. Adanaspor’un da belli bir yeri var aslında o kadar büyük bir şehir değil Adana. Ama İstanbul’a baktığınız da aslında İstanbulspor büyük bir tarihi olan bir şehrin ismini taşıyor. Ve de çok önemli bir şehir, dünyaca ünlü bir şehir.
Ona rağmen İstanbul’da belirli bölgeye dahil olmamış. Kimi zaman Kadıköy’de maçlarını oynamış, kimi zaman Ali Sami Yen’e gelmiş kimi zaman Güngören’e gelmiş kimi zaman Bahçelievler’e şampiyonluk döneminde o tarafta olmuş. Ve şu anda da en son Esenyurt’tayız. Aslında İstanbul’u boydan boya dolaşmış. Belki de ben buna bağlıyorum taraftarların kopuk kopuk olmasını. Ben az diyemeyeceğim İstanbulspor’un taraftarı yok diye söylenen sözlere asla katılmam var taraftarı. Ama birazcık kopuk kopuk olmuş şimdi işte Esenyurt’tayız artık. Tesislerimiz zaten Büyükçekmece’de. Artık bu bölgedeyiz. Daha kolay çalışma yapmamız. Esenyurt, Beylikdüzü, Avcılar buralarda nüfusu çok olan potansiyeli yüksel yerler. Umarım ilerleyen yıllarda daha fazla dolacak tribünümüz ben bunu görüyorum. Onun haricinde farklılık olarak tabi ki İstanbul olması, daha büyük bir vitrin oluyor. Daha çok maçlarımız takip ediliyor kesinlikle. Başka hocalar tarafından, yurt dışından gelen scoutlar tarafından, yurt dışından gelen hocalar tarafından İstanbul’da yapılan maçlar daha fazla takip ediliyor kesinlikle. Ben Adanaspor’dayken yılda 3-4 defa gelirlerdi bizim maçları izlemeye biz şaşırırdık falan ama burada her hafta baya kişiler geliyor bizim maçları takip etmeye. Aslında bu da büyük bir avantaj. Futbolcular için de bir avantaj bizim için de bir avantaj.
-Stadımız için bir şeyler söylemek istiyorum. Gerçekten seyir zevki çok güzel. İlk defa maç izlemeye gelenler maç izlemesinin çok keyifli olduğunu söylüyorlar. Çünkü zemine çok yakın, taç çizgisine yakın. 3 yıldır görevde olduğunu söyledin, gözlemlediğin en büyük değişim ne oldu?
Tabi ki bir kere stat değişti ve farklı bir bölgeye geldik. Geçmiş yıllarda Bahçelievler’deki maçlara ulaşım daha kolaydı Bakırköy’den Ataköy’den oralardan gelen insanlar vardı belli bir birliktelik vardı. Şu anda bu yönden biraz dezavantajımız var ama zamanla da kapatıyoruz okulları ziyaret etmeye çalışıyoruz, Passolig çıkartıyoruz. Benim bir takımım var diyorlar çocuklar genelde. 3 büyüklerden birini tutuyorum ben diyor. Bu çok da önemli değil aslında yani bir futbolsever olarak. Zaten tarih boyu İstanbulspor insanlara sempatik gelmiştir hep. Hiç kimseyle de bir sıkıntısı problemi olmamış bir takım. Ondan dolayı da ikinci bir takım olarak da tutmalarında bir sakınca yok. İlk takımı olanlarda var ikinci takımı olarak da tutanlar var. Aslında hafta sonu temaşa zevkleri için maçlara gelmek gayet güzel bir eğlence. Bende herkesi çağırıyorum maçlarımıza. Bunun haricinde değişim olarak çok düzenli bir kulüp onu söyleyebilirim öncelikle. Bunda da başkanımız Ecmel Faik Sarıalioğlu’nun çok büyük bir payı var. Yine ben kendisini tanımadım ama bugün de ölüm yıldönümü olan eski başkanımız Ömer Sarıalioğlu var İstanbulspor Vakfını kurmuş sırf İstanbulspor gibi büyük bir camia yaşasın diye. Ve mali açıdan çok düzenli bir kulüp olduğumuzu düşünüyorum. Hele ki korona virüs süreci bittikten sonra bunun anlamı daha da çok ortaya çıkacak. Ve inanıyorum ki gelecek yıllarda daha farklı noktalarda olacaktır zaten bizim hedefimiz de o. Bu kulübün ait olduğu yer Süper Lig’dir. En kısa zamanda da döneceğini düşünüyorum ben inşallah.
-Bunu biz de sabırsızlıkla bekliyoruz. UEFA lisansımız var. Bunun kulüplere artıları veya eksileri nelerdir?
UEFA, Finansal Fair Play adı altında yıllar önce bir uygulama başlattı. Kulüplerin lisanslarını alabilmesi için belli bir standarda gelmesi sağlandı. Burada da iki farklı yol var. Birincisi Federasyon tarafından verilen bir kulüp lisansı var. Hatta bir çok kulüp de -3 puanla başlıyor bu kulüp lisansını alamadığı için. UEFA’ya katılabilecek takımların ise UEFA lisansı alması gerekiyor.
Yani atıyorum Fenerbahçe UEFA’ya gidecek, ya da Trabzonspor Şampiyonlar Ligi’ne gidecek, bunların UEFA turnuvasında oynayabilmesi için UEFA lisansı alması lazım. UEFA lisansı birazcık daha zor TFF’nin lisansına göre. Geçmişte katıldık fakat şu an için bizim UEFA Kupasına ya da Şampiyonlar Ligine katılma gibi bir durumumuz yok ama bu iş biraz da prestij. 1.Lig ama sıralama olarak 2.Lig’den bir takım UEFA lisansı alıyor ve bunu da sürekli hale getiriyor. Bir yıl kendini zorlayıp da UEFA lisansını alarak işi sonlandırmıyor. UEFA lisansını her zaman aldığı bir gereç haline getiriyor. Aslında bu çok önemli. Bizim de zaten kulüp yapımız buna çok uygun. Ondan dolayı da aslında bir prestij meselesi. UEFA lisansını Süper Lig’den 4-5 kulüp alıyor. Bir de 1.Lig’den İstanbulspor. Bizim için de bir gurur kaynağı aslında bu.
-İstanbulspor’un gelecekteki hedefleri nelerdir bu kısa orta ve uzun vadede?
1.Lig’in gelirlerine baktığınızda Süper Lig’in gelirlerinin 10’da 1’inden bile daha az. Çok büyük bir uçurum var. Tabi ki bizde 1.Lig’de yer alan tüm kulüpler gibi Süper Lig’de olmak istiyoruz. Süper Lig’de kalıcı bir takım haline gelmek istiyoruz. Öncelikle hedefimiz bu. Süper Lig’e çıkmak. Onun haricinde Süper Lig’de yer aldıktan sonra daha farklı hedeflerde konabilir. İstanbulspor’un 90’larda UEFA’da oynadığını biliyoruz. İnönü’yü tıklım tıklım doldurduğunu biliyoruz. Avrupa’da oynamak çok isteriz tabi ki. 100.yılımıza da az bir zaman kaldı. 1926-2026. Buraya kadar da bunları başarırsak aslında bir taçlandırma olmuş olur 100.yılımızda. Tabi ki mali hedeflerimiz devam ediyor kimsenin borcunun olmadığı, ayağını yorganına göre uzatan bir kulüp olmak bunun haricinde de tabi ki daha fazla stadımızın dolması için çalışmalar yapıyoruz. Daha fazla sponsorluklar alabilme ve daha fazla gelir kaynakları yaratabilme yani sadece yayın geliri maç geliri değil ticari gelirleri de arttırmak istiyoruz. Bunun içinde çalışmalarımız devam ediyor. Her sene de daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bu sene de inşallah daha da iyi bir noktaya geleceğiz.
-Biliyorsunuz eski futbolcuların yer aldığı İstanbulsporlular Derneği var, İstanbulspor Taraftarlar Derneği var. Camia için bir sosyal tesis düşünceniz var mı?
Şu an için öyle bir plan projemiz yok. Ama dernek olarak daha fazla taraftara ulaşıldığında belki başkanımız düşünebilir bu şekilde. Bugün birkaç kez söyledim ama biraz daha taraftar sayımızı hem de maça gelen sayımızı yükseltmemiz gerekiyor. Özellikle gençlerin. Esenyurt’un büyük bir genç potansiyeli var. Sadece Esenyurt’la da sınırlı kalmayalım Avcılar var Beylikdüzü var stada yakın yerler olarak. Yine İstanbul’un farklı noktalarından gelebilecek kişiler var. Öncelikle bir taraftar aidiyetini oluşturmamız lazım. Taraftarların maça gelmesi lazım, takımlarına sahip çıkması lazım, ondan sonra daha tabi ki İstanbulsporlular Derneği de bu noktada çok büyük bir görev üstlenmiş durumda. Eski futbolcular olsun eski yöneticiler olsun sağ olsunlar çok destek veriyorlar. Maçlara geliyorlar. Bizde onları görmekten çok büyük mutluluk duyuyoruz. Kimilerini daha çok farklı mecralardan tanıyoruz ama bazılarını izlemiş oluyoruz. Onlarla konuşabilmek de aslında hem benim açımdan hem de diğer insanlar açısından büyük bir gurur kaynağı. Belki sayılar arttıkça biz o noktaya gelebileceğimizi düşünüyorum açıkçası.
-Gelen yorumları da okuyorum, birkaç arkadaşım Aldin Cajic’in durumunu sordu. Bir gelişme var mı transferiyle ilgili?
Şu an için biz de basından takip ediyoruz işte sosyal medyada görüyoruz. İtalya’yı gördük Türkiye’den bir takım ismi söylendi. Şu an için bize ulaşan resmi bir teklif yok. Tabi Aldin Cajic bu sezon çok iyi bir performans gösterdi. Ama kendisiyle 2 yıl daha sözleşmemiz var. Bundan dolayı da çok önemli bir futbolcumuz. Tabi ki değerini bulan her futbolcu satılabilir ama şu anda en önemli parçalarımızdan biri olduğu için de kendisine de bir teklif olmadığı için de kendisi takımda çalışmaya devam ediyor. Öyle bir şey yok şu an için.
-Taraftarlarımızdan en çok bu soru geldi, ürünlerimizin satılabileceği bir mağaza açılacak mı diye soruyorlar. Çünkü bu birkaç seneden beri de konuşulan bir şey. Henüz bir adım atılmadı ama var mı öyle bir düşünceniz?
Öyle bir projemiz var. Başkanımızla da görüşmemizde kendisinin de böyle bir düşüncesi olduğunu biliyorum. Belki ilk dönemde statta bir yer olabilir, seyyar tipte bir şey olabilir. Ama öyle bir düşüncemiz var, inşallah yaptığımız da da siz bana nasıl soruyorsunuz şu an mağaza yok işte bir yer yok diye, yapıldığında da ben size soracağım o zaman satışlar az diye. Baya ben sizi dürteceğim böyle (Gülerek). Onu da söyleyebilirim yani.
-İnşallah sayımız arttıkça da satışlar artacaktır. Eren bey çok teşekkür ederiz bize bu değerli vaktinizi ayırdığınız için. Sizin hakkınızda ve kulüp hakkınızda merak ettiklerimizi bire birbirinden duymuş olmak bizi mutlu etti. Tekrar teşekkür ederiz, iyi bayramlar dileriz size şimdiden. Görüştüğünüz futbolculara da selamımızı iletirseniz çok memnun oluruz. Sizin de son olarak söylemek istediğiniz bir şey varsa alalım sonra bitirelim.
Bende öncelikle İstanbulspor camiasının, Türk milletinin ve İslam aleminin bayramını kutluyorum. Bunun haricinde taraftarlarımıza destekleri için çok teşekkür ediyorum. Giderek sayımız artıyor. Bunun farkındayız yani ilk zamanlar gibi değil. Umarım daha da artacak. Bu sezon artık 6 maç kaldı fakat diğer sezonlar için kombineler çıkaracağız, yine taraftarlarla ilgili çalışmalar yapacağız. Okulları ziyaret edeceğiz taraftar sayısını arttırabilmek için. Buradan destek olan taraftarlara çok teşekkür ediyorum ve destek olan arkadaşlardan yanında arkadaşını da getirmesini talep ediyoruz. Çok teşekkür ediyorum, inşallah hep birlikte güzel noktalara geleceğiz.