Gol Kralı: Ata Özbay

İstanbulspor’da 2 sene oynayan, bu sure içinde gol kralı olan, kısaca İstanbulspor’da iz bırakan Ata Özbay’ı ziyaret ettik. Bir söyleşi yapalım diye düşünmüştük, ama Özbay o kadar akıcı anlatmaya başlayınca hiç soru dahi sorma ihtiyacı duymadık. İşte Ata Özbay’ın anlattıkları.

1943 yılının 29 Ekiminde K.Mustafa Paşa’da doğdum. 5 kızın bir oğluydum. Babam o zaman polis memuru idi.  Annem o zaman 29 Ekim kutlamalarına giderken ağrısı sancısı tutuyor, geri dönüp eve geliyor. Babam Zindan Arkası karakolunda görevliymiş. Bir kısım komşular ebeye koşarken, o zaman telefon filan yok, bir kısım komşularda babama bir türlü haber ulaştırmışlar ve ben dünyaya gelmişim.

İlkokulu burada okudum, ortaokul 3. sınıftan ayrıldım. Okul tek tedrisat sabahtan akşama kadar, derslerde yoğun, top oynayamıyoruz. O ara babam emekli oldu, 1955 senesinde vefat etti. En büyük ablam evli, ben 4 kızla beraber annemin başına kaldık. Babamın emekli maaşı ile idare ettik. O zaman burada Riyaziyeci Salih Zeki İlkokulunun yanında bir bahçe vardı, bir orada futbol oynarken bizim buranın bir iki ağabeyi Kadırga’da oynuyor, rahmetli Nevruz Hocayı alıp geliyorlar, burada bizi seyrediyorlar, buradan 7-8 arkadaş Kadırga’ya gidiyoruz. Kadırga’daki Cinci Meydanında bizi deniyorlar, orada bir tek ben beğeniliyorum ve ben Kadırga’da futbola başlıyorum, sene 1961.

Ben o zaman Kadırga’da, Tarık Çalışan Vefa’lı, Beşiktaş’lı Çengel Hüseyin, Beyoğluspor’lu Özcan Abi gibi  futbolu bırakmaya yakın zamanlarında beraber oynayarak yetiştik. Kadırga’da 2 sene oynadım, beni Altay gelip aldı. Altay’da amatör olarak 1.5 sene kaldım. Tekrar İstanbul’a geldim, gelince semtimizin takımı Cibali Spor beni aldı. O ara Cibali Spor’da Nedim Doğan oynuyor. Ben Cibali’de lig maçı oynamadan askere gittim, 1964 senesinin Şubatında. Balıkesir Karagücü’nde oynadım. O zaman bu 2. ve 3. Ligler yok. Karagücü’nde muhteşem takımımız vardı. Hatta Balıkesir tarihi hep konuşur, Ordu Milli Takımı geldi, Manisa’da Eğitim Tesislerine kampa geldiler. Doğan Andaç yönetiminde Balıkesir’de o zaman Balıkesir sahası veledromlu ve toprak o sahada Ordu Milli Takımı ile bir hazırlık maçı yaptık. Ordu Milli Takımını 3-1 yendik. O maçta 2 golü ben atmıştım.

Sonra 1965-1966 sezonunda 2. Ligler kuruldu. Balıkesir Bandırmaspor adı altında Bandırma liglere başladı. Bizde oradan terhis olduğumuz için, bizi transfer ettiler, Şubat ayının 10’u gibi, 7’sinde terhis oldum ben. Bandırmaspor’a geldim. O zamanlar 2. Ligde amatör olarak oynanabiliyordu. Bandırmaspor’a benden sonra Zorbay geldi. O da İstikam Okulundan geldi. Haziran ayında maçlar bitti, İstanbul’a geldik, Temmuz ayında bizi İstanbulspor aldı. Bizi İstanbulspor’un tarihi malzemecisi Kuzu Muzaffer aldı, Silivri’ye kaçırdılar. Bandırmaspor’da Çetin Zeybek idareci o zaman, Bandırma’da eczanesi var, İstanbul’a geldi bizi arıyor. Bandırmaspor ile mukavele yapmayalım diye bizi Silivri’ye götürdüler, Zorbay’la birlikte. Temmuzun 1’inde de geldik, Sirkeci’de idareci Burhan Abinin ofisinde mukavele yaptık.

Şampiyonluk turu Kasapoğlu ve Ata Özbay

İstanbulspor’a ben 1966 senesi Temmuz ayında geldim, 1968 senesinin Temmuz ayında da Ankara Şekerspor’a gittim. 1966 senesinde biz 1. Ligde çok talihsiz maçlar oynayarak küme düştük. Hatta biz dereceye oynuyorduk, Eskişehir’de bir maçımız oldu, şaibeli bir maç, orada Eskişehirspor’a yenildikten sonra düşüş başladı. 2.lige düştük. 2.ligde maçlarımızı bir hafta Ali Sami Yen’de, bir hafta Mithatpaşa’da oynuyoruz. Antrenmanları Vefa’da yapıyoruz. Maçlara bizim semtten de seyirciler geliyor. Olaylar oluyor, devre aralarında rahmetli Lütfi Bornovalı bizim semtin çocuklarını bir Mecidiyeköy karakolundan alır, bir Beşiktaş Emniyet Amirliğinden. Sonra Muzaffer Abiye dedik ki, biz maçları bir orda bir burada oynuyoruz, Turhan Ergüven o zaman menajer oldu, Turhan Abiye söyleyelim de maçları Vefa’ya alalım. Sonra maçlar Vefa Stadına alındı. Vefa Stadında İstanbulspor nerede ise kapalı gişe oynamaya başladı. Seyircinin de büyük katkısı oldu ama çok iyi bir takımımız vardı, o takımla bir Beykoz’a 2-1 mağlup olduk, onun dışında 2. bir mağlubiyetimiz yok, O sene 2.ligde şampiyon olduk. Ben 2.ligde gol kralı oldum (22 gol). O şerefe İstanbulspor forması altında nail oldum.

23.06.1968

İstanbulspor’da benden önce gol kralı çıkmamıştı, benden sonrada çıkmadı. Hala ben İstanbulspor’da bir sezonda en çok gol atan oyuncu olma hüviyetinde bulunuyorum.

1966-1967 sezonunda 1. Lig 15. si olarak 1. Ligden düşen kadromuz. Soldan. Ayaktakiler: Yıldırım İper, Bülent Buda, Haluk Erdemoğlu, Bahattin Baydar, Güngör Tetik. Oturanlar: Yılmaz Urul, Koço Kasapoğlu, Ender Konca, Ata Özbay, Bilge Tarhan, Zorbay Kalkan.

İstanbulspor’dan ayrılmamda başka konu, uzun konu, olmaması gereken konulardı. İnsan istemeden ayrılsa da, ayrılıyor, üzüntülü de olsa ayrılıyor. Ankara Şekerspor’a gittim, orada iyi karşılandım ve iyi bir transfer ücreti aldım. Orada da iyi bir kariyerim oldu, orada da çok goller attım. Ama orada İstanbulspor’daki tutku yoktu, arkadaşlar, ağabeyler, gençler arasında.  Onunda zaafı oldu orada küme düştük. Düştüğümüz sene İstanbulspor’un menajeri Turhan Ergüven oraya geldi, menajer olarak. Zaten benim İstanbulspor’dan ayrılmamda onun da etkisi vardı, oradan da ayrılmamda onun etkisi oldu. Mustafa Ertan, rahmetli Beton Mustafa Kayserispor ile anlaşmış, bir akşam Temmuz ayı idi, Gençlik Parkında Ada Gazinosundan çıktım, oda orada nargile içiyor, beni gördü ‘’Ata gel otur bakalım’’ dedi, oturdum. ‘’Ben Kayserispor’u aldım, Kayseri’ye gelmek istermisin’’ dedi. Ben de o ara Şekerspor’dan kopmuştum, hiç düşünmeden gelirim hocam dedim. Öyle Kayserispor’a gittim. 2 sene de Kayserispor’da oynadım. Oradan döndüm Beykoz’a geldim, aslında İstanbul’a gelmek için Beykoz’a geldim. Beykoz’a pek faydalı olamadım, çok uzak oldu bilhassa kışın gitme gelme, bir sene Beykoz’da oynadıktan sonra, rahmetli bizim Hasan Altun, ben Süleymaniye’de oynuyorum, madem Beykoz’a gidip gelmek zor oluyor gel Süleymaniye’ye, 3. Ligde oynuyor. Tamam oynayalım dedim, para yok, pul yok. Süleymaniye’de 3-4 sene oynadım. Orada genç kardeşlerimize önderlik yaptık, ağabeylik yaptık, hiçbir ücret talep etmeden, hiçbir beklentimiz olmadan. Süleymaniye’de de bu iş noktaladım.

Futbolu bıraktıktan sonra bir torna atölyesine ortak oldum, olmadı yürümedi. Oradan ayrıldıktan sonra Tekel’e girdim. Tekel Ambalaj fabrikasında, o zaman fabrikanın müdürü Allah rahmet eylesin Rıdvan Metal, benim de hanımın akrabası bir sendikacı vardı Zeki Gedik, onlar iyi arkadaşlarmış o sayede Tekel’e alınmış oldum, benim gibi çok profesyonel futbolcu vardı çalışan. Oradan emekli oldum, sonra 1993 senesinde A kursuna gittim, ama ben biraz geç gittim o kursa, Şekerspor’da oynarken rahmetli Candan Tarhan kurslara gelirdi, arkadaşlar siz neden gitmiyorsunuz der dururdu, ben nerelerden geliyorum, siz burnunuzun dibindeki kursa gitmiyorsunuz, bir diploma alın koyun cebinize deyip dururdu. O zamanlar antrenörlüğün bir cazibesi yoktu, pek oralı olmadık, belki gençliğin vermiş olduğu toyluk da vardı. Diplomayı aldıktan sonra Galata’da çalıştım, Vefa’da çalıştım belli aralarla antrenörlük yaptım. Olmadı, Anadolu’ya çıkmak korkuttu beni,bir çok teklifi de bu yüzden geri çevirdim. Amatör takımları çalıştırdım, gençlere yardımcı olmaya çalıştım. Şimdi ise kabuğumuza çekilmiş bir haldeyim.

Bu güzel hayat anıları için Ata Özbay’a teşekkür ederek yanından ayrıldık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir