İstanbulspor 0-0 Galatasaray (24.11.1935)

Stat: Taksim

Hakem: Nuri Bosut

İstanbulspor: Mecdi Hikmet, Samih Duransoy, Sabih, Nihat Sayar, Aziz Orhun, Hasan Ekin, Orhan, Enver Arseven, Şinasi, Tevfik Gence, İsmail Paksoy

Galatasaray: Avni, Lütfü, Osman, Yusuf, Fahir, Nihat, Suavi, Gündüz, Danyal, Fazıl, Adnan

İstanbul lig şampiyonasının en mühim oyunlarından biri dün Taksim stadyumunda Galatasaray’la İstanbulspor arasında oynandı.

Galatasaray sağ muavin ve sağ açıkları yerine ihtiyat oyuncuları koymuştu.

Oyun iki tarafın birbirini yoklayan hücumları ile başladı. İlk dakikalarda daha düzgün bir şekilde oyuna başlayan İstanbulsporlular göze batan bir hakimiyeti hemen hemen kolayca el elde ettiler.

Galatasaray müdafaasının hemen her defasında topa bozuk vuruşu İstanbulspor hücum hattını sık sık Galatasaray kalesine kadar indiriyordu. İlk on dakikanın verdiği bu bocalamadan pek yavaş bir halde kendisini kurtaran Galatasaray sol taraftan yaptığı hücumlarla müdafaasına, nefes almak imkanı verdi.

Bütün kuvvet ile soldan hücuma geçen Galatasaray oyunu bir taraftan oynadığı için İstanbulspor’un bütün kuvvet ile o tarafa yüklenmesine sebep oldu. Uzun vuruş ve paslarla oyunu açmağa çalışan İstanbulsporlular ilk dakikalarda başladıkları güzel oyunu ilk devrenin sonuna kadar devam ettirmeye muvaffak oldular. Zaman zaman kendini toplayan Galatasaray takımı bu maçta ümidin fevkinde bozuk oynuyor, müdafilerin, muavinlerin nihayet hücum hattının her zamanki ahenkli oyunu bir türlü kendini gösteremiyordu. İlk devre İstanbulspor’un ağır basan oyunu ile sıfır sıfıra bitti.

İlk devre güneş altında oynayan Galatasaray, ikinci devrede güneşi arkasına almış, hem sağdan hem soldan kuvvetli hücumlara başlamıştı. İngiliz antrenörün miras bıraktığı Dablyu sisteminden bir türlü ayrılmayan Galatasaray her maçta aynı şekilde oynamaktan bazen zarar görmektedir.

Çok kuvvetli takımlar karşısında yapılan bu sistemin her maçta tatbiki bazen faydalı olamıyor.

Mütemadiyen haf hattında oynayan iç oyuncuların hücum hattında bıraktıkları boşluğu bir türlü dolduramayan üç mühacim adeta teker teker oynamak mecburiyetinde kaldıkları Galatasaray’ın bütün hücumları tesirsiz kalıyordu. Teker teker yapılan bu hücumlar İstanbulspor’un canlı ve oldukça sert  müdafaası önünde hiçbir netice vermeden eriyip gidiyordu.

Bu devrede İstanbulspor hücum hattı nisbeten kesilmiş, müdafaa hatları bozulmuş ise de, ilk devreyi berabere bitirmenin verdiği bir hızla bütün kuvvetleri ile işi müdafaaya dökmeleri Galatasaray’a gol fırsatı vermiyordu.

İstanbulspor’un hiç beklenmeyen bu oyunu kendilerine ne kadar kuvvet ve cesaret verdi ise Galatasaray’a da o nisbette durgunluk ve şaşkınlık vermiştir. Oyunu kazanmaktan ziyade mağlubiyete düşmekten kurtarmaya çalışan İstanbulspor’un karşısında şampiyonadaki mevkii dolayısı ile oyunu mutlaka kazanmaya gayret arzusu ile çırpınan Galatasaray şuurunu haklı olarak kaybetmiş, İstanbulspor da o nisbette hem sert hem cansiparane oynamıştır.

Golü atan taraf maçı kazanmış olacaktı, neticede iki taraf da bunu beceremedi. İstanbulspor’un Galatasaray’ı yenmek için kaçırdığı dünkü fırsat sık sık ele geçmez fırsatlardı.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir