İstanbulspor 1-0 Altay (08.04.2000)

Stat: Bayrampaşa

Hakem: Sadık İlhan, Sürhat Müniroğlu, Cengiz Akyüz

İstanbulspor: Haluk Güngör, Timur Yanyalı, Niyazi Hüseyinoğlu, Ivailo Petkov, Recep Çetin, Enes Demirovic (dk. 80 İlkan Aksoy), Zeki Önatlı, Murat Erdoğan, Mithat Yavaş (Dk. 63 Alioum Saidou), Güven Kocabal (Dk. 67 Bülent Duman), Sertan Eser

Altay: Nihat Tümkaya, Kenan Arayıcı, Müslüm Can, Kenan Yelek, Orhan Üstündağ, İlhan Akgül (Dk. 75 Sinan Ertan), Yakup Sertkaya (Dk. 80 Haydar Koç), Serkan Dökme, Tahir Karapınar, Hasan Özer, İlshat Faizulin (Dk. 57 Faruk Namdar)

Gol: Dk. 34 Sertan Eser (İstanbulspor)

Sarı Kartlar: Dk. 4 Ivailo Petkov, Dk. 25 Zeki Önatlı (İstanbulspor)

LİGDE sekiz haftadır galip gelemeyen, Teknik Direktör  Ziya Doğan’ın istifasından sonra futbolcu antrenör Aykut yönetiminde ilk maçına çıkan İstanbulspor, Altay’ı tek golle yendi, nihayet üç puanla tanıştı. Maçın golünü 34. dakikada Sertan attı. Sarı – Siyahlı takım, Mithat ve Demiroviç’le iki net pozisyondan da yararlanamadı.

Ligde ölüm kalım savaşının çok önemli versiyonlarından birini yaşıyordu İstanbulspor dün Altay önünde… Halbuki Dünya şehri İstanbul’un adıyla yaşayan bir ekibin bu hallere düşmesi hiç yakışıyor muydu bu takımı yarı yolda terk edip, bırakan anlı şanlı (!) sermayeye ?..

İstanbulspor’un mazisinde hala unutulmazlar listesinin zirvesinde oturanlar, yani Aydemir’ler, İhsan’lar, Sabih’ler, Arap Güngör’ler, İbrahim’ler, Kasapoğlular’ın oynadığı yıllarda Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a kök söktürürdü bu takım… O zaman da mütevazı bütçelerle yarışan ve de aynı bugünkü seyirci fakirliğinde yaşayan İstanbulspor devrinin en asaletli bir İstanbul takımıydı aynı zamanda… Öyleydi, çünkü soylu SOHTORİK ailesinin himayesinde yönetilen takımda ALİ MORTAŞ isimli bir futbol dehası yaşar, Yılmaz Şenler’i, Ercan Aktunalar’ı tek tek bulup, çıkarır, önce Sarı – Siyahlı, sonra milli formayı teslim ederdi bu “şehri İstanbul’da”… Şimdilerde her şeyin doğrusu akıldan, mantıktan, terbiyeden uzaklaşıp, parayla düşüp kalkmaya başladığından beri artık İstanbul da bir perişan, İstanbul’u simgeleyen bütün eski değerler de.

Maça gelirsek, sahadaki futbol da plansız, programsız bir oyunun itişip kakışmasından öteye geçemiyordu bir türlü… İstanbulspor çok koşuyordu gerçi… Pabucun çok pahalı olduğu bir maç oynadığının da bilincindeydi Sarı – Siyahlılar… Ancak yıllardır iyi bir iskelet kurmaktan mahsur kalan kadronun lokomotif futbolcuları hiç olmamıştı ki, son yıllarda alıp takımı çekip, götürebilsinler ligin üst katlarına… Ama yine de hayati golü atan Sertan’la birlikte Murat sahanın her bölgesini arşınlıyor ve erken attıkları golü korumak için çırpınıyorlardı adeta… Altay’a gelirsek,
onlar için fazla laf etmeye gerek yok. Düşme çizgisinin üst sıralarına yerleşip, korkulu rüyalardan uzak yaşayan Siyah – Beyazlılar, kazanmak için değil de, işte öylesine bir protokol oyunu için inmişlerdi Bayrampaşa sahasına. Özetle İstanbulspor’un kaliteden uzak futboluna rağmen bu kadar önemli bir maçtan üç puanla çıkışı yine de sevinç vericiydi bizler gibi yorgun İstanbullular için.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir