İstanbulspor’un simgeleşmiş isimlerden, süper lig ve 3.lig dahil tüm lig kategorilerimizde ter döken Dimitri Pantazi, 27 Mart 1953 tarihinde İstanbul’da Alman Hastanesinde dünyaya geldi. Orta öğrenimini Arnavutköy’deki Eseniş Kolejinde gördüğü dönemde, 1967 senesinde İstanbulspor’un seçmelerine katıldı ve rahmetli Ali Mortaş tarafından çok beğenildi.
Lisansı çıktığında futbolcu olmaya karar veriyor. Eseniş Koleji’nde okurken, futbolunu yeterince geliştiremeyeceğini düşünmüş olacak ki, okulu bırakacağını babasına söylüyor. Sene 1968.
Babası çok şaşırıyor hatta öfkeleniyor bu isyankarlığa. Çünkü Arnavutköy’deki Eseniş Koleji paralı bir okul; seçkin ailelerin çocuklarının gittiği karma orta ve lise. Yani tahsil için şartlar mükemmel.
Babası tek koşulla razı oluyor Dimitri’nin okuldan ayrılmasına. ‘’Eğer sıradan adam olacaksan oku, eğer aranan adam olacaksan futbolcu ol.’’ Dimitri net bir cevap veriyor büyük bir özgüvenle babasına. ‘’İki sene içinde, İnönü Stadı’nda, şeref tribününde maç seyrettireceğim sana.’’
Ali Mortaş’ın yönetimindeki, genç takımda iki yıl mücadele ettikten sonra, 1970 yılında A takıma yükseliyor. Arap Yılmaz, Cemil Turan, Alpaslan Eratlı, Türker Gülsoy, Kasapoğlu, Tayfun Kalkavan gibi müthiş topçularla aynı havayı soluyor. A takımı ile ilk maçına 1 Ağustos 1971 tarihinde Beşiktaş ile İnönü Stadında yapılan hazırlık maçının ikinci devresinde Bilge’nin yerine oyuna girerek çıkıyor. İlk Lig maçını ise 29 Ağustos 1971 günü İzmir’de Altay karşısında ilk onbir de başlayarak oynuyor.
1969-70 yıllarında genç milli takım formasını terletiyor. Ümit milli takım formasını giyememesinin nedeni ise şu şekilde anlatıyor. ” Saçlarım uzun, Milli takım Altyapılar teknik sorumlusu Gündüz Tekin Onay tarafından aday kadroya dahil edildim ama kampa katılmadan saçlarımı kesmemi aksi durumda forma giyemeyeceğimi söylendiğinde, milli takımdan affımı istedim”
Dimitri kendi futbol tarzını şöyle tanımlıyor. ‘’Çok teknik bir topçuydum ama pek süratli sayılmazdım. Sağ ayağım da, sol ayağım da iyiydi. Zekam ile oynardım. Zekam ile alt ederdim rakipleri. Top ayağıma gelmeden düşünürdüm hep. Rakibi nasıl aldatabilirim diye kafa yorardım. Ayaklarım harikaydı, kafam da öyleydi. Ama gücüm azdı. Bayağı koşardım maçlarda çünkü topla oynamayı severdim. Topla oynamayı seven bütün topçular koşmak zorundadır. Yoksa top ayaklarına nasıl gelsin!’’
Dimitri’yi arkadaşları, aileden gelen lakabı “Miço” diye anıyorlar.
Miço askerliğini 1974-1976 senelerinde Sivas’ta yaptı ve o dönemde Sivasspor forması giydi. Askerlik sonrası bir sezonda Diyarbakırspor’da forma giydikten sonra tekrar İstanbulspor’a döndü.
1986-1987 mevsiminde de Davutpaşa transferinin nedeni ise İstanbulspor antrenörü Ergun Kantarcı’nın Dimitri’yi antrenmanlarda daha fazla görmek istemesi. Kantarcı tutturuyor, her idmana geleceksin, diye. Dimitri de çareyi kaçmakta buluyor.
1987-1988 sezonunda tekrar İstanbulspor’a dönüyor ama bu sefer durum farklı, yönetim takımın antrenörlüğünü de yapmasını istiyor. O sezon sadece 1 maçta forma giydikten sonra, 134 defa giydiği, 10 gol atıp 2 kırmızı kart gördüğü sarı siyahlı formaya veda ediyor, aynı zamanda futbolculuk kariyerini sonlandırıyor. Artık sezona İstanbulspor’da ilk antrenörlük deneyimi ile devam ediyor.
Miço 1990 senesinde antrenörlük diploması aldıktan sonra, 1991 yılında teknik direktörlük yaşantısı başlıyor. 1991-1992 sezonunda 3 lig şampiyonu olan İstanbulspor’da Davut Şahin’in yardımcılığını yapıyor. Devamında hep İstanbulspor’u çalıştırıyor; altyapıları, üstyapıları. Dimitri çok önemsiyor İstanbulspor’un düzenini. Liseden gelen bu düzende küçüklerin büyüklere saygı gösterdiğini, büyüklerin küçükleri koruduğunu, kolladığını söylüyor. Çalıştırdığı tüm İstanbulspor takımlarına da bu anlayışı aşılamaya çalışıyor.
Dimitri’nin aile yaşantısı ise bayağı eski. 1971 senesinde tanışmış olduğu, Müslüman bir bayanla 1980 yılında evleniyor. 1984 doğumlu bir çocuğu var.
Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak, 17 Temmuz 2024 günü aramızdan ayrılan Dimitri Pantazi’yi saygıyla anıyoruz.
Bu yazıyı lgiyle okudum ve bircok bilmediğim şeyleride öğrenmiş oldum…Dimitri hâlâ anılarımızda yer alan bir futbol virteözü…Onu çok seyrettim yaşım icabı..onun üstüne bir orta saha oyuncusu daha yetişmedi diye düşünüyorum…tam bir sihirbazdı…Bu büyük efsanemize uzun ömürler dilerim.
Benim çocukluk yıllarımda unutamadığım isimdi Dimitri Ağbi. Özellikle o yıllarda Vefa Stadında oynadığımız zamanlar attığı klas frikik golleri unutulmazdı.Öyle klas futbolcular maalesef ender yetişiyor ligimizde..
Dimi Istanbulspor icin simgelerden birisidir. Merhum Sakaryasprlu Selcuk ayaginin kirilmasina neden olmasaydi,cok daha farkli yerlere gelecekti.
Miço, Dimitri Pantazi huzurla uyu mekanın cennet olsun.