Ufuk Bek, 19 Haziran 1963 tarihinde Çerkez bir baba ile Deliorman’lı bir annenin çocuğu olarak Süleymaniye Esnaf Hastanesinde dünyaya geldi.
Öğrenimini 1 yaşından beri yaşadığı Silivri’nin Piri Mehmet Paşa İlkokulu ile başlayarak, Silivri Lisesi’nde tamamladıktan sonra, yüksek öğrenimini devem ettiği Eskişehir A.Ö Fakültesi İktisat bölümünden 3. Sınıfta terk etti.
Futbola 1979 senesinde Silivrispor alt yapısında başladı. 1980 senesinde A takımına yükseldi, 1982 senesinde İstanbul 2. Amatör Küme gol kralı olurken yılın sporcusu seçildi.
1983 sezonunda Galatasaray’a transfer oldu. Aynı sezon İstanbul Şampiyonluğunu kazandı ve Galatasaray’ın profesyonel sözleşme teklifini ücret düşüklüğü ile kabul etmeyince, Silivri’ye yerleşen rahmetli Azize Gürgen’in önerisi ile o dönemin başkanı Fethi Erhan ile görüştükten sonra İstanbulspor’a imza attı. Sarı siyah forma ile çıktığı ilk maçında (14.10 1984 günkü Beyoğluspor ) ilk golünü de attı. Ufuk Bek’in bir özelliği de formasını ilk defa giydiği Silivrispor Genç ve Galatasaray’da da ilk maçlarında gol atmasıydı. 1984-1985 sezonunda şampiyonluğu Bakırköyspor’a, 1985-1986 sezonunda ise Silivrispor’a averajla kaybettikten sonra 1988-1989 sezonunda askerlik döneminde Babaeskispor formasını giydi. 1989-1990 sezonunda Silivrispor’a döndü ve o sezon 12 gol atma başarısı gösterdi. 1990-1991 sezonunda tekrar İstanbulspor’a döndü, bu ikinci gelişinde, önceki gelişinde yaşayamadığı şampiyonluğu yaşadı. Ufuk Bek, İstanbulspor’da oynamış olduğu toplam 3 sezonda 51 maçta forma giyip 8 gol atma başarısı gösterdi. Daha sonra sırası ile Kapalıçarşıspor, Silivrispor ve Lüleburgazspor formalarını giydi ve profesyonel futbol yaşantısını noktaladı.
Halen babasının kurduğu matbaayı kardeşi ile birlikte işleten Ufuk Bek’in, İstanbulspor’da unutamadığı anısı, 11 Mayıs 1986 tarihinde oynanan Beyoğluspor maçının son dakikasında kazanılan penaltı vuruşunu kullanan Murat Tetik’in penaltıyı kaçırdıktan sonra şampiyonluğu averajla kaybetmenin üzüntüsü ile kendisini yere atarak başını taşlara vurup kanlar içinde kalmış vaziyette iken tutarak yerden kaldırdığı andır.
Ufuk Bek’e sağlık dolu mutlu bir yaşam dileriz.
Fulya stadındaki o trajik sahne benim gözümün önünden de gitmiyor. Ufuk kardeşime sağlık ve esenlikler dilerim.