Stat: Mithatpaşa
Hakem: Faruk Talu, Tarık Yamaç, Doğan Babacan
Vefa: Özcan Arkoç, Rahmi, Muhterem, Özcan Başaran, Erdinç, İsmet, Özer, Hilmi, Sami, Bülent, Arif
İstanbulspor: Sabih Sünter, Güngör Okay, Merih Üççetin, Kenan Buharalı, Kadri Kartal, Kamil Cengiz, Yüksel Gözüpek, Aydemir Nemli, Kostas Kasapoğlu, İhsan Baydar, İbrahim Toker
Goller: Dk. 41 Bülent, Dk. 54 Sami (Vefa), Dk. 11 İhsan Baydar (İstanbulspor)
Seyirci ve Hasılat: 14 231 kişi, 29 718 lira
Lig’in birinci devresi kapatan Vefa ile İstanbulspor’dan biri dün memnun, diğeri müteessirdi. Halbuki maçtan evvel her ikisi de heybeye atılacak iki puanın o keyfini doksan dakika sonra nasıl süreceklerini hesaplamaklaydılar. Fakat, top yuvarlaktı ve şansın da kime güleceği evvelden kestirilebilir miydi? Nitekim muhamminler, Galatasaray ve
Fenerbahçe karşısında birer puan almak suretiyle başarı imtihanı vermiş ve Saat 16 yı dokuz geçeye kadar, lig üçüncüsü olan Sarı – Siyahlıları «Favori» olarak elde tutmaktaydılar. Sonra, hakikaten İstanbulspor lig maçı atmosferini bulmuş bir ekipti. Hata, Milli takımla ilgili olanlar, B kadrosunu onu takviye etmek suretiyle İspanya karşısına çıkarmayı düşünüyorlardı. Bütün bunlar Sarı – Siyahlı onbir’in maçta ağır basacağına delil gösterilirken, Vefa neden unutulmuştu? Vefa – hele bu sene – durumunu düzeltmiş, sekiz hafta içinde biri Galatasaray’a diğeri de Fenerbahçe’ye olmak üzere ancak iki mağlubiyet almıştı, Bunlar da tabii görülebilecek neticelerdi, çünkü kaybedilen maçlarda. rakipleri kıymetli şampiyon namzediydiler. Şu halde, İstanbulspor’a açık bono ile şans tanıyanlar ihtimal ki bunları düşünmemiş belki de düşünmek istememişlerdi. Fakat unutuyorlardı ki, Lig’de yegâne mağlubiyeti Kasımpaşa’dan tadan İstanbulspor karşısında, canlı, azimli ve mutlaka galibiyet için oynayan takımın, maç kazanabilmesi mühim bir hâdise değildi.
Her zaman hakemlerden şikâyet eder maçların zevkini kaçırdıklarını söyleriz. Dünün hakemi başarılıydı, fakat bu defada haftada beş gün maç oynana oynana tarla haline gelmeye başlayan Mithatpaşa stadının zemininden şikayete başlayacağız. Velhasıl, şu futbolla meşgul olanların günlük güneşlik zamanları olmuyor.
KUPA FİNALİ KARŞILAŞMASI
Sahanın ağırlığına rağmen iki puan peşinde canla başla didinen yirmi iki kişi üçüncülük heyecanına kendilerini kaptırdılar ve biraz da bu sebepten maç kalitesinden çok şeyler kaybetti. Maçı ikiye taksim edip Vefa’nın oynadığı, İstanbulspor’un üstünlüğünü kabul ettirdiği zamanlar diye ayırmak hatalı olur. Zira, gerek pozisyona giriş, gerekse, sahadaki görünüş itibariyle İstanbulspor rakibinden biraz daha üstündü. Bilhassa ikinci devrenin ilk yirmi dakikasında eğer Vefa gol yemedi ise, bunu evvela kaleci Özcan’a sonra da, müdafaanın inatçılığına medyundur. Zira, 62 nci dakikada İstanbulspor akınında top üç defa sert şutlarla ağlara gönderilmiş, fakat her biri, birer gol için yeter kuvvette olan bu şutlara Vefa kalecisi lastik top gibi yetişerek beraberliği göğüslemişti. Bundan sonra da iş artık Vefa müdafaasına kalmıştı… Muhterem, Rahmi, Arif, Özer fırtınayı başarı ile atlattılar. Taki, İstanbulspor’un hızı kesilinceye kadar… 75 nci dakikadan sonra, oyunda belirli bir şekilde müsavat hasıl olmuş, Vefa maçı İşte bundan sonra kazanmıştı.
KIYMETLENEN DAKİKALAR
9 uncu dakikada İstanbulspor’un şık bir akını Vefa defansı tarafından önlendikten sonra, Hilmi bir gösteri yaptı. Fakat, Sabih topu iyi takip etiği için önleyiverdi. Vefa bu sıralarda sinmiş, rakibinin akınlarını parçalamak için kademeli santrhafla oynamaya başlamıştı. Nejat’ın yerini dolduracağı sanılan Özcan nedense ilk defa olmak üzere yerini kaybediyor. İstanbulspor’da bu boşluktan mükemmelen faydalanıyordu. Lakin umumiyetle İhsan, Vefa solhafının karşısına deplasman yaparak işleyeceği yeri bulmuştu, yoksa haddizatında bu vazifeyi Aydemirin yapması lâzımdı. Fakat dün tribünde de sordukları gibi Aydemirin oynayıp oynamadığı belli değildi ki…
Kademeli bir İstanbulspor akınında uzatılan eşapelik bir pası İhsan kovaladığı sırada İbrahim Vefa beklerinin hayli gerisindeydi. Ofsayt diyenler oldu. Lâkin İstanbulspor santrforu topa ve oyuna müdahale etmemişti. Her halde bunun için olacak ki, Tarik Yamaç kırmızı bayrağı sallamıyordu. İhsan’ın aldığı pası ustaca kullanıp attığı nefis şut ağları bulduğu zaman maçın henüz 11 inci dakikasıydı.
Vefa devreyi beraberlikle kapatan golü 40 ıncı dakikada Bülent’in Kadri tarafından marke edilmesine rağmen ustaca şutuyla kazandı. Gol atılışı itibariyle nefisti.
İKİNCİ DEVRE
Vefa’yı üçüncülüğe yükselten gol 54 üncü dakikada atıldı. Sağdan ortalanan topu Sami sol ayağından sağa geçirdi ve tamamladı, İstanbulspor ağları sallanmıştı. İstanbulspor’u kamçılayan gol, Vefa’nın yirmi dakika baskı altında bunalmasına yol açtı. Canını dişine takan Yeşil-beyazlılar ileride yalnız Bülent’i bırakarak geriye yardıma koştular. Ve, müdafaa hatlarını mukavimleştirerek gol yememeğe muvaffak oldular.
Maçın oldukça nezih ve hadisesiz cereyan etmesinde rolü olan hakeme seyirciler tarafından da aleyhte tezahürat yapılmadığına göre beğenilmişti. Hakikaten Talu tebrik edilecek kadar her zaman oyuna hakim olan, her zaman oyunun içinde bulunan güzel bir idare tarzı gösterdi.